KURDÊN ARÎ: MÎT, DÎROK Û ÎDEOLOJÎ
Yükleniyor...
Tarih
2019
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
CC0 1.0 Universal
CC0 1.0 Universal
Özet
Xebatên li ser etnolojiyê ku di sedsala 19 an de bi teqleke baş pêşketine, bi
dîrok, mît û bi îdolojiyê re bûye yek û gelek caran parametreyên objektîfîyê berovajî
kirine. Di heman sedsalê de li Ewrupayê Mîta Arî, ya ku bi taybetî bi rêya fîlolojiyê
avabûbû, ji ber gotin û îfadeyên ku di hundirê xwe de etîketên mîna raserî, rûmet û
berzbûn dihewand di demeke kurt de bi lêvkirina neteweyên di biniya xwe re dîtinê,
bi taybetî jî yên Samî wek dijmin dihesibîne. Mîta Arî ku di maweya vê sedsalê de bi
alîkariya zanyarên wek Jones, Herder, Renan taybetiyek şecereya îdolojiyê bi
destxistî, bi van pêşenayan tevdigere: dergûşa (welatê) şaristaniyê Hindîstan e û
zimanê herî mikemmel jî Sankrîtî ye.
Di nivîsandina dîroka Kurdî de em tovên ewil ên mîta Arî di rûpelên kovara
Jînê de dibînin. Di kovara Jînê de ku ji aliyê Kürdistan Tealî Cemiyeti ve tê
derxistin, di nîqaşên ku li ser etnolojiya kurdan hatine kirin de koka îranî derketiyê
pêş. Paşê em ê di sala 1930 î de bibin şahid ku serokê serhildana Agiriyê Îhsan Nûrî
Paşa, ew ê angaşta ku kurd bi koka xwe arî ne biparêze. Me di xebata xwe de ev yek
bi kurtasî behs kirine, xebata me wek navend bi piranî li ser formulasyonên derbarê
mîta Arî hatiye avakririn ku Cemşid Bender, Gürdal Aksoy û Siraç Bilgin di pirtûkên
xwe de anine zimên. Di dîmena van nîvîskaran de ji Arîbûna kurdan, ji rabêja
raseriyê an jî biçûkdîtina neteweyên din bêtir nosyona neteweyeke serbixwe ku „yê
din‟ cudatir e ji ber çavên mirov nareve. Di nivîsîna dîroka kurdan de di konteksta
mîta arî de kirpandin, bi vî awayî ye ku kurd ji neteweyên cîranên xwe (bi taybetî
ereb û tirk) cuda xwe dispêrin kokên neteweyeke din.
Since the 19th century; history, myth and ideology have been intertwined in the ethnological studies which gained a good momentum and mostly parameters of objectivity have been severely reversed. In the same century, the myth of Arî, which was created by philology in the European horizon, was transformed into the discourse of contempt and hostile sight in other nations, especially the Sami nations, in a short period of time because it contained statements and labels such as precedence, honor and supremacy. Throughout the century, the myth of Arî, which gained a feature of ideology of genealogy with the help of scholars such as Jones, Herder and Renan, set out from the following premises: The motherland of civilization is India and Sanskrit is the perfect language. In the Kurdish historiography, we find the first sources of the myth of Arî in the pages of the magazine called Jîn. In the Jîn, the publication organ of the Kurdistan Ascend Association (Kürdistan Teali Cemiyeti), the Iranian origin has come to the fore in the debates on the ethnology of the Kurds. Afterwards, we witness İhsan Nuri Pasha, the leader of the Ağrı rebellion in 1930, defending the thesis that the Kurds are of Arî origin. In this study, these are summarized and the focus is mainly on the formulations of Cemşid Bender, Gürdal Aksoy and Siraç Bilgin in their books about the myth of Arî. In the framework set out by these authors, rather than the discourse of the supremacy or underestimation of other nations, regarding the Arî origin of Kurds it is notable that the emphasis is on the fact that Kurds are different from the “Other” and are an autonomous nation. The emphasis of the Kurdish historiography in the context of the myth of Arî is on the fact that Kurds are based on a different ethnology from the neighboring nations (especially Arabs and Turks).
19.yüzyıldan itibaren iyice ivme kazanan etnoloji çalışmalarında tarih, mit ve ideoloji iç içe geçmiş ve çoğu zaman nesnellik parametreleri ciddi oranda ters yüz edilmiştir. Aynı yüzyılda Avrupa ufkunda özellikle filoloji yoluyla kurulan Arî miti, içinde üstünlük, onur ve yücelik gibi ifadeler ve etiketler barındırmasından dolayı kısa sürede diğer ulusları, özellikle de Sami ulusları küçümseme ve düşman görme söylemine dönüşmüştür. Yüzyıl süresince Jones, Herder, Renan gibi bilginlerin katkılarıyla bir soykütük ideolojisi özelliği kazanan Ari miti şu öncüllerden hareket eder: Uygarlığın anavatanı Hindistan olup en mükemmel dil Sanskritçedir. Kürt tarihyazımında Arî mitinin ilk tohumlarını Jîn dergisinin sayfalarında buluyoruz. Kürdistan Tealî Cemiyeti‟nin yayın organı olan Jîn‟de Kürtlerin etnolojisi üstüne yapılan tartışmalarda İranî kök öne çıkmıştır. Sonrasında 1930 Ağrı isyanın lideri İhsan Nuri Paşa‟nın Kürtler‟in Arî kökenli olduğu tezini savunduğuna tanıklık ederiz. Çalışmamızda bunlar özet geçilmiş olup odak daha çok Cemşid Bender, Gürdal Aksoy ve Siraç Bilgin‟in kitaplarındaki Arî mitiyle ilgili dile getirdikleri formulasyonlar üstüne kurulmuştur. Bu yazarların kurduğu manzarada, üstünlük söylemi veya diğer ulusları küçümsemekten çok Kürtlerin Arî oluşuna ilişkin, „öteki‟den ayrı ve özerk bir ulus olduğu vurgusu dikkatlerden kaçmamaktadır. Arî miti bağlamındaki Kürt tarihyazımında vurgu, Kürtlerin komşu uluslardan (bilhassa Arap ve Türk) farklı bir etnolojiye dayandığı şeklindedir.
Since the 19th century; history, myth and ideology have been intertwined in the ethnological studies which gained a good momentum and mostly parameters of objectivity have been severely reversed. In the same century, the myth of Arî, which was created by philology in the European horizon, was transformed into the discourse of contempt and hostile sight in other nations, especially the Sami nations, in a short period of time because it contained statements and labels such as precedence, honor and supremacy. Throughout the century, the myth of Arî, which gained a feature of ideology of genealogy with the help of scholars such as Jones, Herder and Renan, set out from the following premises: The motherland of civilization is India and Sanskrit is the perfect language. In the Kurdish historiography, we find the first sources of the myth of Arî in the pages of the magazine called Jîn. In the Jîn, the publication organ of the Kurdistan Ascend Association (Kürdistan Teali Cemiyeti), the Iranian origin has come to the fore in the debates on the ethnology of the Kurds. Afterwards, we witness İhsan Nuri Pasha, the leader of the Ağrı rebellion in 1930, defending the thesis that the Kurds are of Arî origin. In this study, these are summarized and the focus is mainly on the formulations of Cemşid Bender, Gürdal Aksoy and Siraç Bilgin in their books about the myth of Arî. In the framework set out by these authors, rather than the discourse of the supremacy or underestimation of other nations, regarding the Arî origin of Kurds it is notable that the emphasis is on the fact that Kurds are different from the “Other” and are an autonomous nation. The emphasis of the Kurdish historiography in the context of the myth of Arî is on the fact that Kurds are based on a different ethnology from the neighboring nations (especially Arabs and Turks).
19.yüzyıldan itibaren iyice ivme kazanan etnoloji çalışmalarında tarih, mit ve ideoloji iç içe geçmiş ve çoğu zaman nesnellik parametreleri ciddi oranda ters yüz edilmiştir. Aynı yüzyılda Avrupa ufkunda özellikle filoloji yoluyla kurulan Arî miti, içinde üstünlük, onur ve yücelik gibi ifadeler ve etiketler barındırmasından dolayı kısa sürede diğer ulusları, özellikle de Sami ulusları küçümseme ve düşman görme söylemine dönüşmüştür. Yüzyıl süresince Jones, Herder, Renan gibi bilginlerin katkılarıyla bir soykütük ideolojisi özelliği kazanan Ari miti şu öncüllerden hareket eder: Uygarlığın anavatanı Hindistan olup en mükemmel dil Sanskritçedir. Kürt tarihyazımında Arî mitinin ilk tohumlarını Jîn dergisinin sayfalarında buluyoruz. Kürdistan Tealî Cemiyeti‟nin yayın organı olan Jîn‟de Kürtlerin etnolojisi üstüne yapılan tartışmalarda İranî kök öne çıkmıştır. Sonrasında 1930 Ağrı isyanın lideri İhsan Nuri Paşa‟nın Kürtler‟in Arî kökenli olduğu tezini savunduğuna tanıklık ederiz. Çalışmamızda bunlar özet geçilmiş olup odak daha çok Cemşid Bender, Gürdal Aksoy ve Siraç Bilgin‟in kitaplarındaki Arî mitiyle ilgili dile getirdikleri formulasyonlar üstüne kurulmuştur. Bu yazarların kurduğu manzarada, üstünlük söylemi veya diğer ulusları küçümsemekten çok Kürtlerin Arî oluşuna ilişkin, „öteki‟den ayrı ve özerk bir ulus olduğu vurgusu dikkatlerden kaçmamaktadır. Arî miti bağlamındaki Kürt tarihyazımında vurgu, Kürtlerin komşu uluslardan (bilhassa Arap ve Türk) farklı bir etnolojiye dayandığı şeklindedir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
mîta Arî, dîroknivîsî, yê din, nasname, kok, rabêja neteweperwer, fîlolojî, dîroka kurdî, myth of Arî, historiography, the Other, national identity, origins, nationalitarian discourse, philology, Kurdish history, Arî miti, tarihyazımı, öteki, kimlik, kökler, ulusalcı söylem, filoloji. Kürt tarihi