abdülhadioğlu, ahmet2019-05-272019-05-272018-03MLAhttps://hdl.handle.net/20.500.12514/805MAKALE LİNKİ: http://www.johschool.com/Makaleler/250118546_40.%20A.%20Abd%C3%BClhadio%C4%9Flu%20-%20Arap%20%C5%9Eiiri,%20997-1043..pdfArap edebiyatında, gerek nesir gerekse şiirde, mekâna ayrı bir önem atfedilmektedir. İnsanı kuşatan yönüyle mekân, özellikle şiirde, bir alan olmaktan çıkıp, şairlerin kullandığı sembolik ifadelerle birlikte, sanatsal bir düzleme dönüşmekte ve şairin duygu ve düşüncelerini aktarması yanında, içinde yaşadığı dönemin sosyal, kültürel, felsefi ve edebi durumu hakkında bilgi vermektedir. Özellikle cahiliye dönemi muallaka şiirlerinde, kalıntılar (atlâl) üzerinde durarak maziyi ve göçüp giden sevgilileri anan şairler, aynı zamanda yüzyıllar boyunca sürecek yeni bir şiir geleneğinin de temelini atıyorlardı. Söz konusu gelenek, İslam sonrası dönemde de devam etmiş, modern dönemde ise farklı bir üslupla karşımıza çıkmıştır. Klasik dönemde şairlerin şiirlerine konu olan mekânlar daha çok gerçek mekânlar iken, aynı dönemde, örneğin eş-Şenfara’nın şiirinde ütopik mekâna da dönüşebilmiştir. İslam sonrası dönemde bu gelenek daha çok sanatsal bir etkinlik ve geçmişi taklit etme şeklinde devam etmiş, modern dönemde ise yitik mekânlar, yitik vatanlar kavramları üzerinden farklı bir içerik ve simgeselliğe bürünmüştürtrinfo:eu-repo/semantics/openAccessArap şiiri, muallakât, atlâl, mekânKlasikten Moderne Arap Şiirinde Şiir-Mekan İlişkisiArticle