UYANIK, NECİP2023-12-242023-12-242017https://hdl.handle.net/20.500.12514/5179Bu çalışmada Kierkegaard’ın yabancılaşma üzerine düşüncelerinin kökenleri araştırılmıştır. Kierkegaard’ın bu konudaki görüşlerinin kaynağının teolojik bir zemine dayandığını düşündüğümüzden, çalışmamızın bir ekseni ve amacı teolojik kökene dayalı argümanlar iken diğer ekseni ise Kierkegaard’ın öncüllük ettiği varoluşçu felsefenin tezlerini tartışmak olacaktır. Zira sorunun varoluşçu felsefenin sadece bu dünyadaki insanın veya daha somut bir tabirle bireyin yaşamını öne çıkaran yaklaşımı bağlamında tartışılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu yaklaşıma göre yabancılaşma bireyin doğrudan kendisi ve çevresiyle kurduğu ilişki ile alakalı bir sorundur ve öyle olması gerekir. Dolayısıyla Kierkegaard’ın insan varoluşunu doğrudan merkezine alması, yabancılaşmanın kökenleri hakkında bazı ipuçlarını görmemize yardımcı olacaktır. Ancak bunun sanıldığından daha zahmetli bir araştırma olduğunu ifade etmem gerekir. Çünkü Kierkegaard’ın birçok konuda olduğu gibi yabancılaşma üzerine doğrudan öne sürdüğü argümanlar çok azdır. Bu argümanlar da genelde başka bağlamlar içine gizlenmiştir veya dolambaçlı yollardan ifade edilmiştir. Dolayısıyla bu çalışma yabancılaşmanın Kierkegaard tarafından hangi bağlamlar içinde ele alındığını açığa çıkarma amacı içindedir. Kierkegaard için birden fazla anlama sahip olduğunu düşündüğümüz yabancılaşma kavramını onun kıyasıya tartıştığı günah, ‘demonik’ insan ve ‘yaşam evreleri’nde araştırdık. Ayrıca yabancılaşma kavramının kökenlerinin kaygı, ruh-beden (duyumsallık) dikotomisi, enkarnasyon ve ben(lik) gibi konularla bağlantılı olduğunu varsaymaktayız.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKierkegaard, YabancılaşmaKierkegaard'da Yabancılaşmanın KökenleriBook Chapter