Yazar "Beyhan Kanter" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Fehime Nüzhet’in Tiyatro Eserlerinde Meşrutiyet Dönemine Yönelik Siyasî ve Sosyal Vurgular(2015) Beyhan KanterMeşrutiyet Dönemi’nin öncü kadın yazarlarından olan Fehime Nüz- het, dernek çalışmalarında yoğun biçimde yer alan, gazete ve dergiler- de yazılar yazan aktif bir kadındır. Devrinin diğer kadın yazarları gibi özellikle “kadın kimliği”ne odaklanan yazılar kaleme alır. Makalelerin- de kadınların sosyal yaşamda etkin olmaları gerektiği fikrini savunan Fehime Nüzhet, aynı zamanda kadınlarda vatan bilinci uyandırma ça- basındadır. Balkan Savaşları sırasında yaptığı konuşmalar ve gönüllü olarak hastabakıcılık yapması onun toplumsal yaşamdaki etkinliğini gösterir niteliktedir. Meşrutiyet’in ilanından sonra yazdığı tiyatro eser- lerinde hafiyelik sistemini eleştiren yazar, siyasî bir dil kullanır. Fehime Nüzhet’in Adalet Yerini Buldu ve Bir Zalimin Encâmı başlıklı tiyatro eserleri, Meşrutiyet dönemi tiyatro eserlerinin genel karakteristiğine uygun olarak II. Abdülhamit devrine ilişkin eleştirel bir bakış açısını içermektedir. Yazar, devre ilişkin eleştirisini tiyatro kişileri aracılığıyla dillendirir. Söz konusu tiyatro eserlerinde yaşadığı devri analiz eden Fehime Nüzhet, toplumsal yaşamda gördüğü aksaklıkları da özellikle siyasî bir çerçevede ele alır. Bu bağlamda Fehime Nüzhet’in tiyatro eserleri Meşrutiyet döneminde yaşanan özgürlük havasını yansıtmak- tadır.Öğe HALDUN TANER’İN ÖYKÜLERİNDE KİMLİK KAYGISI(2012) Beyhan KanterHaldun Taner, öykülerinde küçük insanların gündelik yaşamlarından örnekler sunar. Yazar, anılarından ya da gözlemlerinden yola çıkarak kaleme aldığı öykülerinde, bireylerin kimlik kaygılarının toplumsal beklentilere yönelik çabalara dönüşmesini yansıtır. Toplumun beklentilerine uygun kimliklerle görünür olmak isteyen bireylerin maskeledikleri gerçek kimlikleri, uygun ortamı/zemini bulmalarıyla ortaya çıkar. Bu makalede, Haldun Taner’in öykülerinde, farklı kimliklerle görünür olmak isteyen bireylerin kimlik kaygıları incelenmektedir.Öğe KEMALETTİN TUĞCU ROMANLARININ SOSYOLOJİK ZEMİNİ(T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI KÜTÜPHANELER VE YAYIMLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, 2016) Beyhan KanterTürk edebiyatındaki yeri çok tartışılan ve çocuk edebiyatı ile ilgili farklı mahfillerde adından söz ettiren Kemalettin Tuğcu’nun romanları, toplumun farklı sınıflarına mensup bireylerin yaşam şekillerine ilişkin sosyolojik gerçekliklerden/verilerden müteşekkildir. Tuğcu’nun topluma bakışında ve toplumsal normları ele alışında sosyal tenkitin ve gözlem odaklı bir sosyolojik bakışın etkisi görülmektedir. Tuğcu, roman kişilerini toplumun bizatihi içinden seçtiği gibi yokluklarla, felaketlerle, sıkıntılarla ve sefaletlerle mücadele eden mutsuz, yoksul ve kimsesiz çocukların yaşam sahnelerinden kesitler sunmaktadır. Özellikle toplumun mutsuz ve sefil kesimini romanlarına taşıması, natüralist ve realist bir bakış açısının yansımasıdır. “Tuğcu’nun romanları geniş bir yelpazedeki tip ve vaka çeşitliliği ile çocuklara hayatı tanıtarak, onların toplumsallaşma sürecine katkı sağlar” (Özcan, 2014: 634). Zira romanlarında toplumun farklı kesimlerinden bireylerin yaşam öykülerini ele alan Kemalettin Tuğcu, özellikle özgür ve yetkin düşünebilme yetisine sahip çocuk öznelerin sosyal yaşamdaki konumlarına odaklanır. Çocukları başkişi seçtiği romanlarını mağduriyet odaklı bir kurgu ile temellendiren Tuğcu; öksüz, yetim, kimsesiz, yoksul, engelli ve evsiz çocukların hayata tutunma çabalarını ve gündelik yaşam pratiklerini sosyolojik bir epistemolojiyle deşifre eder. Söz konusu çocukların çevreleriyle kurdukları gerilimli ilişkiler de hem psikolojik hem de toplumsal bir düzlemde betimlenir. Özellikle acıma ve merhamet duygularını harekete geçiren santimantal anlatım tarzı, Tuğcu’nun romanlarının genel karakteristiğini oluşturmaktadır. Bununla birlikte yazar, ekonomik sıkıntıları ve imkânsızlıkları da toplumun alt tabaka sınıfına mensup çocukların duyarlıklarını yansıtıcı bir üslupla romanlarına taşırÖğe MEDENİYET İNŞA EDEN ŞEHİRLER: ARİF AY’IN ŞİİRLERİNDE İSLAM ŞEHİRLERİ(Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi,, 2019) Beyhan KanterÖzet Türk edebiyatının çağdaş şairlerinden Arif Ay, şiirlerinde insanı ve insana dair her şeyi odağa alır. Arif Ay’ın şiirlerinde şehirler de üzerine medeniyetlerin yazıldığı ayrıcalıklı alanlar olarak yer edinir. Bu çerçevede şiirlerinde şehir ve medeniyet ilişkisini “bilinçli olmak” ve “idrak etmek” gibi zihinsel tasavvurlarla birlikte değerlendirir. Dünya ölçeğinde yaşanan bütün zulümlere karşı direnişçi bir söylemle meydan okuyan Arif Ay’ın şiirlerinde İslam medeniyetine ev sahipliği yapmış şehirler de geçmiş, şimdi ve gelecek üzerinden kültürel belleği yansıtıcı/tamamlayıcı bir terkip hâlinde anlatılır. Bu makalede Arif Ay’ın şiirlerinde İslam coğrafyasındaki şehirlere bakış açısı irdelenecektir/Abstract Arif Ay, one of the contemporary poets of Turkish literature, focuses on human beings and everything about human nature in his poetry. Space is a phenomenon on which civilizations are written in his poetry. It is in this context that he evaluates the relationship between the city and civilization along with intellectual conceptions such as consciousness and realization. In the poems of Arif Ay, who defies all world-wide oppressions with a resistance discourse, cities that have hosted Islamic civilization are described as complementary compositions of cultural memory through past, present, and future. In this article, Arif Ay's poems will be used to examine his perspective of cities in Islamic cities’ geographies.Öğe Mehmed Âkif Ersoy’un Şiirlerinde Mekânın Anlam Alanları(Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı, 2017) Beyhan KanterOsmanlı İmparatorluğu’nun hem içte hem de dışta güçlüklerle mücadele etmek zorunda kaldığı kaotik bir atmosferde Mehmed Âkif, şiirleriyle toplumsal yapıya ilişkin veriler sunarken aynı zamanda yaşadığı toplumun sosyo-kültürel analizini yapar ve kurtuluş için çözüm önerilerinde bulunur. Dış dünyayı betimlerken mekân-insan ilişkisini, mekânların dönüştürücü ve kimlik kurucu etkisi çerçevesinde ele alan Mehmed Âkif’in şiirlerinde mekânlara atfedilen anlam dizgeleri toplumsal yapıdan bağımsız olmadığı gibi mekânlar, estetik bir çerçeveden ziyade sosyolojik ve psikolojik işlevleri bağlamında ele alınır. Bu bildiride Mehmed Âkif Ersoy’un şiirlerindeki mekânların toplumsal yapıda konumlanışları ve gündelik hayat etkileri, Âkif’in mekân dikkati ve bilinci üzerinden dile getirilecektir.Öğe Meşrutiyet döneminde kadın hakları savunuculuğunda gelenekçi bir yazar: Avanzade Mehmet Süleyman(2012) Beyhan KanterTanzimat'ın getirdiği yeniliklerden birisi de Osmanlı devletinde kadın haklan konusunun gündeme gelmesidir. Bu dönemde kadınlarla ilgili pek çok gazete ve dergi yayınlanması ve kadın yazarların basın dünyasında etkin bir yer edinmeleri, kacfın konusunun sıklıkla tartışılmasına yol açmıştır özellikle II. Meşrutiyet dönemi yazarları kadınlarla ilgili her türlü konuyu ele almışlardır. Meşrutiyet dönemi yazarlarından Avanzade Mehmet Süleyman, kadınların eğitilmesi ve sosyal yaşam içinde görünürlük kazanmalarının önemini vurgulayan yazılar yazar Ahlaklı İslam kadınlarının yetişmesinin toplumu kurtaracağı düşüncesinde olan Avanzade Mehmet Süleyman, kadınlarla ilgili her türlü konuda eser vermiştir Bu makalede, Avanzade Mehmet Süleyman'ın ideal kadın anlayışı irdelenecektir