Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 43
  • Öğe
    Basra ve Kûfe Dil Ekollerinin Semâ‘ Özelinde İhtilaflarının Örneklerle İzahı
    (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2022) Küçükzoroğlu, Merve
    İslâm dünyasında fetih hareketlerinin artmasıyla Arap olmayan milletler Araplarla bir arada yaşamaya başlamış, Arapça’ya olan yönelim artmış, bunun neticesinde dilde bozulmalar meydana gelmiştir. Lahn denilen bu bozulmalar, dini nasların yanlış anlaşılması da dâhil birçok hataya sebebiyet vermiştir. Lahnin önüne geçmek için gramer kurallarının tespiti zorunlu hale gelerek bu hususta ilk çalışmalar Basra’da yapılmıştır. O dönemde Kûfe’de çeşitli alanlarda ilmi faaliyetlerin yürütülüyor olması sebebiyle Kûfe âlimleri, dil çalışmalarına daha sonra dâhil olmuştur. Yaşanılan bölgelerin coğrafi konumu, buralardaki siyasi ve sosyal durumlar ve yöntem farklılıkları Kûfe ve Basra’nın iki ayrı ekol olmasında etken sebepler olmuştur. Nahiv kaideleri ortaya konulurken her iki ekol de semâ‘, kıyâs, icmâ‘ gibi metotları kullanmışlar, ancak bu metotları kullanma bakımından farklılık göstermişlerdir. Aynı şekilde çalışmamızın ana konusunu teşkil eden semâ‘da başvurulan kaynaklar hususunda da birbirlerinden ayrılmışlardır. Basra ekolü, bu kaynakların kullanımında tavizsiz, katı bir tutum sergilerken Kûfe ekolü bir miktar daha müsamahakâr davranmıştır. Nitekim nahiv kurallarının oluşturulmasında esas alınan tüm yöntemlerin çıkış noktası olan semâ‘da takınılan tavrın diğer metotların kullanımında da tesiri olmuştur. Semâ‘ ve kıyâs hakkında yapılan çalışmaları incelediğimizde kıyâs özelinde yapılan çalışmaların çokluğu dikkat çekmektedir. Kıyâsı ve alt başlıklarını konu edinen çalışmalarda semâ‘ metoduna ve bu husustaki farklılıklara ışık tutulmuş olsa da semâ‘ özelinde yapılan bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu eksikliğin bir nebze giderilebilmesi için çalışmamızda semâ‘dan ana hatlarıyla bahsedilerek müracaat edilen kaynaklar, Basra ve Kûfe ekollerinin farklı yaklaşımlarıyla birlikte ele alınacaktır. Çalışmamızı özgün kılacak nokta ise ekollerin semâ‘ metodunda ihtilafa düştükleri meselelerin örnekler üzerinden izah edilecek olmasıdır. Böylelikle ihtilaf noktaları teoriden pratiğe dökülerek somutlaştırılmaya çalışılacaktır.
  • Öğe
    Berde‘î ve “Sa‘dullâh es-Sağîr” Adlı Eserinde Takip Ettiği Şerh Metodu
    (Oku Okut Yayınları, 2022) Küçükzoroğlu, Merve
    Abdülkāhir el-Cürcânî (öl. 471/1078-79), Arap dili alanının mihenk taşlarından biridir. Nahiv alanında önemli eserler kaleme alan Cürcânî’nin el-‘Avâmilü’l-mi’e adını verdiği eser birçok dilci tarafından beğenilmiş, üzerine muhtelif şerh çalışmaları yapılmıştır. Bahsi geçen şerh çalışmalarından biri de Sa‘dullāh el-Berde‘î (öl. 609/1212) tarafından telif edilip Sa‘dullâh es-sağîr ismiyle meşhur olan ‘Avâmil şerhidir. Berde‘î, farklı ilimlerle iştigal etmiş ancak nahiv alanında öne çıkan bir âlim olmuştur. Yazdığı eserler ve verdiği derslerle yaşadığı dönemde bulunduğu beldenin önemli isimlerinden biri olmuştur. Muhtelif alanlarda eserleri olmakla birlikte nahiv alanında yazdığı eserler büyük önem arz etmektedir. Günümüze ulaşan en önemli eserlerinden biri, Zemahşerî’nin el-Unmûzec eseri için yazdığı Hadâiku’d-dekâik isimli şerhtir. Söz konusu eser hâlâ medreselerde okutulagelen ders kitapları arasında yer almaktadır. Çalışmamızın esas konusunu teşkil eden bir diğer eseri ise Cürcânî’nin el-‘Avâmilü’l-mie telifi üzerine yazdığı ve Sa‘dullâh es-sağîr adıyla şöhret kazanan şerhtir. Araştırmamızda Berde‘î’nin takip ettiği şerh metodu ele alınmıştır. Söz konusu eser, dönem âlimlerinin yaptıkları çalışmalara konu olmasının yanı sıra Hadâiku’d-dekâik gibi medrese müfredatında yerini almış ve günümüzde okutulmaya devam eden eserler silsilesine katılmıştır. Berde‘î’nin şerhinde uygulamış olduğu yöntem, eserin hem âlimler hem de talebeler nezdinde teveccüh gösterilen bir konumda olmasını etkilemiştir. Berde‘î ve ‘Avâmil üzerine yazmış olduğu şerhi hakkında yapılan çalışmalar incelendiğinde hem müellif hem de mezkûr eseri hakkında yapılan çalışmaların azlığı dikkat çekmektedir. Araştırmamız vesilesiyle bu eksikliğin bir nebze de olsa giderilmesine gayret gösterilmiştir. Şârihin kullandığı metodun ele alınması suretiyle eserin büyük bir ilgi görüp hâlâ medreselerde tercih edilme sebeplerine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda Cürcânî ve ‘Avâmil eseri hakkında genel bir bilgilendirmenin sonrasında Berde‘î’nin biyografisine yer verilmiştir. Akabinde müellifin takip ettiği şerh yöntemi, kitabın incelenmesinin ardından detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Araştırmamız sonunda müellifin memzûc bir şekilde kaleme aldığı şerhinde genel olarak ‘Avâmil’de takip edilen metoda tâbî olduğu görülmüştür. Cürcânî’nin eserinde kullandığı, anlaşılmayacağını düşündüğü kelime ve terkipleri izah etme yoluna gitmiştir. Meselelerin okurun zihninde net bir şekilde yerleşmesi adına yalın ve anlaşılır bir dil kullanmış, konuları izah ederken yaptığı açıklamalarda orta yolu tutarak okuyucuyu ayrıntılara boğan bir anlatım tarzı benimsememiştir. Aynı şekilde anlamda kapalılığa sebebiyet verip mananın anlaşılmasına mâni olacak bir yöntem de takip etmemiştir. Okuyucunun zihnini kitap boyunca diri ve canlı tutacak ibareler kullanmıştır. İhtilaflı meselelerde sair görüşleri zikretmiş, kendi görüşünü sarahaten ya da üstü kapalı bir şekilde belirtmiştir. İstişhâd noktasında Cürcânî de Berde‘î de ayet ve Arap kelamını kullanmışlar, hadislerden şahit getirmemişlerdir. Takip edilen bu yöntemler çalışmamızda eserden örnekler sunularak detaylı bir şekilde işlenmiştir.
  • Öğe
    Emevi Dönemi Arap Şiiri Türlerine ve Şairlerine Genel Bir Bakış
    (Pamukkale Üniversitesi Yayınları, 2022) Küçükzoroğlu, Merve
    Arap şiiri geçmişten günümüze kadar pek çok merhaleden geçmiştir. Kabul gören görüşe göre bu merhaleler sırasıyla Cahiliye Dönemi, Sadru’l-İslam Dönemi, Emevi Dönemi, Abbasi Dönemi, İnhitat Dönemi ve Yeni Dönem’dir. Dönemlerin belirlenmesinde dini, siyasi, sosyal, toplumsal, coğrafi vb. pek çok faktör gözetilmiştir. Arap toplumu, cahiliye devrinde çöl ikliminin şekillendirdiği, kabileciliğin ve asabiyetin tahakkümünde göçebe bir hayat sürmüştür. Yaşanılan hayat tarzı şiire de yansımış, çöl tasvirlerinin ağırlıkta olduğu, kabile eksenli şiirler söylenmiştir. Zamanın yaygın dini inancının putperestlik olması, ahlaki bozulmayı tetikleyen adet ve geleneklerin yaygınlığı dönemin şiir anlayışında etkili olmuştur. İslamiyet’in zuhuruyla toplumun yaşayış tarzında önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Kabilecilik ve asabiyete, sapkın adet ve geleneklere son verilmiştir. İslamiyet’in getirdiği sınırlamalarla birlikte zevk, eğlence, içki gibi konuları işleyen şiirler azalmıştır. Kabileler arasında zaten var olan savaşlar fetih politikası sonucunda artmış, şairlerin ele aldığı konular daha çok yeni dinin yayılışını hızlandırmaya yönelik olmuştur. Çalışmamızın konusunu teşkil eden Emevi dönemi şiirinin, Sadru’l-İslam dönemini tamamlayıcı nitelikte olması beklenirken tam tersi bir tabloyla karşılaşılmıştır. Hz. Osman döneminde başlayan ilk siyasi karışıklıklar daha sonraları büyük hadiselerin çıkmasına sebebiyet vermiştir. Halkın bu karışıklıklar neticesinde siyasi gruplara ayrılmasıyla cahiliye döneminde yaygın olan kabilecilik ve asabiyet anlayışı tekrar canlanmıştır. Sadru’l-İslam döneminde kavimler arasında hiçbir ayrım yapılmayıp her topluluğa eşit mesafede bir tutum sergilenirken, Emevi döneminde Arapçılık esas alınarak Arap olmayanlara farklı muamelede bulunulmuştur. Gösterilen zafiyetler bununla sınırlı kalmayıp ahlaki boyuta da taşmıştır. Refah seviyesinin yükselmesiyle birlikte insanlar eğlenceye meyletmiş, birtakım cahiliye adetleri yeniden gün yüzüne çıkarılmıştır. Diğer bir ifadeyle yaşanılan gelişmeler cahiliyeye dönüş niteliğinde olmuştur. Bahsi geçen değişimlerin şiirde de tesiri olmuş, cahiliyeden beri süregelen şiir türlerine yenileri eklenmiştir. Çalışmamızda Emevi döneminin siyasi, sosyal ve dini yapısına değinilerek bu yapının şiir türlerine etkisi üzerinden bağlantı kurulup dönemin şiir türleri hakkında bilgi verilecektir. Ardından dönem şairlerinin biyografileri ve çalışmaları hakkında malumat verilip dönemin değerlendirilmesi yapılacaktır. Yapacağımız çalışma ile Emevi dönemi Arap şiirinin ana hatlarını çizerek dönemin bir tablosunu ortaya koymayı ve ilim dünyasının istifadesine sunmayı hedeflemekteyiz.
  • Öğe
    Arapçadaki “İsm-i Tafdîl” ve İngilizcedeki “Comparison” Kavramlarının Mukayesesi
    (Mardin Artuklu Üniversitesi Yayınları, 2023) Küçükzoroğlu, Merve
    Arapça ve İngilizce, apayrı coğrafyalarda var olan dillerdir. Ancak her iki dil de günümüze kadar geçen süreçte ciddi bir yayılma göstermiş ve geniş kitleler tarafından konuşulur hale gelmiştir. Farklı dil ailelerine mensup olmalarına rağmen birbiriyle benzerlik gösteren gramer kullanımları mevcuttur. Söz konusu benzerliklerin işlendiği muhtelif çalışmalar kaleme alınmıştır. Çalışmamız, bu minvalde yapılan araştırmaların devamı niteliğinde olup iki dil arasındaki benzerliğin müşahhas hale getirilmesi yolunda atılan adımlardan biridir. Çalışmamızın konusunu bahsi geçen benzerliklerden biri teşkil etmektedir. Bilindiği üzere iki veya daha fazla şey arasında bir karşılaştırma yapmak için Arapçada “ism-i tafdîl” sîgası kullanılırken İngilizcede aynı anlamı ifade etmek için “comparison” kalıpları karşımıza çıkmaktadır. Bu iki kalıp, cümleye kazandırdıkları mana bakımından benzemelerinin yanı sıra gramer açısından da birbirine benzer noktalar barındırmaktadır. Söz konusu benzerlikler başta olmak üzere, çalışmamızda ilk olarak ism-i tafdîlin tanımına yer verilip akabinde Arapçadaki kullanımı hakkında bilgilendirme yapılacaktır. Ardından İngilizcedeki mukabili olan “comparison” kavramı ele alınacak ve örnek cümlelerle somutlaştırmak suretiyle ism-i tafdîl ile mukayese edilecektir. Çalışmamız vesileyle Arapça ve İngilizce gibi muhtelif bölgelerde ortaya çıkan ve pek çok insan tarafından konuşulan iki farklı dilin bu ayrılıklarına rağmen oldukça benzer kullanımlara sahip oldukları olgusu pekiştirilmiş olacaktır. Gayret bizden tevfik Allah’tandır.
  • Öğe
    Basra ve Kûfe Dil Ekollerinin Semâʻ Özelinde İhtilaflarının Örneklerle İzahı
    (Düzce Üniversitesi, 2023) Küçükzoroğlu, Merve
    İslâm dünyasında fetih hareketlerinin artmasıyla Arap olmayan milletler Araplarla bir arada yaşamaya başlamış, Arapça’ya olan yönelim artmış, bunun neticesinde dilde bozulmalar meydana gelmiştir. Lahn denilen bu bozulmalar, dînî nasların yanlış anlaşılması da dâhil birçok hataya sebebiyet vermiştir. Lahnin önüne geçmek için gramer kurallarının tespiti zorunlu hale gelerek bu hususta ilk çalışmalar Basra’da yapılmıştır. O dönemde Kûfe’de çeşitli alanlarda ilmi faaliyetlerin yürütülüyor olması sebebiyle Kûfe âlimlerinin, dil çalışmalarına daha sonra dâhil olduğu söylenmiştir. Yaşanılan bölgelerin coğrafi konumu, buralardaki siyasi ve sosyal durumlar ve yöntem farklılıkları Kûfe ve Basra’nın iki ayrı ekol olmasında etken sebepler olmuştur. Nahiv kaideleri ortaya konulurken her iki ekol de semâʻ, kıyâs, icmâʻ gibi metotları kullanmışlar, ancak bu metotları kullanma bakımından farklılık göstermişlerdir. Aynı şekilde çalışmamızın ana konusunu teşkil eden semâʻda başvurulan kaynaklar hususunda da birbirlerinden ayrılmışlardır. Basra ekolünün bu kaynakların kullanımında tavizsiz, katı bir tutum sergilediği söylenirken Kûfe ekolünün bir miktar daha müsamahakâr davrandığı belirtilmiştir. Nitekim nahiv kurallarının oluşturulmasında esas alınan tüm yöntemlerin çıkış noktası olan semâʻda takınılan tavrın diğer metotların kullanımında da tesiri olmuştur. Söz konusu metot hakkında gerek Arapça gerek Türkçe çalışmaların yapıldığı görülmüştür. Araştırmamızda ekollerin semâʻ özelinde ihtilafa düştükleri noktalar, örnekler vasıtasıyla müşahhas bir hale getirilecektir. Çalışmamızda semâʻdan ana hatlarıyla bahsedilerek müracaat edilen kaynaklar, Basra ve Kûfe ekollerinin farklı yaklaşımlarıyla birlikte ele alınacaktır. Çalışmamızı özgün kılacak nokta ise ekollerin semâʻ metodunda ihtilafa düştükleri meselelerin örnekler üzerinden izah edilecek olmasıdır. Böylelikle ihtilaf noktaları teoriden pratiğe dökülerek somutlaştırılmaya çalışılacaktır.
  • Öğe
    EMEVÎ DÖNEMİ ARAP ŞİİRİ TÜRLERİNE VE ŞAİRLERİNE GENEL BİR BAKIŞ
    (Muhammet Sacit KURT, 2023) Küçükzoroğlu, Merve
    Arap toplumu, Cahiliye devrinde çöl ikliminin şekillendirdiği, kabileciliğin ve asabiyetin tahakkümünde göçebe bir hayat sürmüştür. Yaşanan hayat tarzı şiire de yansımış, çöl tasvirlerinin ağırlıkta olduğu, kabile eksenli şiirler nazmedilmiştir. Zamanın yaygın dînî inancının putperestlik olması, ahlakî bozulmayı tetikleyen adet ve geleneklerin yaygınlığı, dönemin şiir anlayışında etkili olmuştur. İslâmiyet’in zuhuruyla toplumun yaşayış tarzında kayda değer değişiklikler meydana gelmiştir. Kabilecilik ve asabiyete, sapkın adet ve geleneklere son verilmiştir. İslâmiyet’in getirdiği bazı sınırlamalarla birlikte zevk, eğlence, içki gibi konuları konu edinen şiirlerde azalma meydana gelmiştir. Kabileler arasında zaten var olan savaşlar fetih politikası sonucunda artmış, şairlerin ele aldığı konular daha çok yeni dinin yayılışını hızlandırmaya yönelik olmuştur. Çalışmamızın konusunu teşkil eden Emevî dönemi şiirinin, Sadru’l-İslâm dönemini tamamlayıcı nitelikte olması beklenirken tam tersi bir tabloyla karşılaşılmıştır. Hz. Osman döneminde başlayan ilk siyasi karışıklıklar daha sonraları büyük hadiselerin çıkmasına sebebiyet vermiştir. Yaşanan gelişmeler şiire de tesir etmiş, cahiliyeden beri süregelen şiir türlerine yenileri eklenmiştir. Çalışmamızda Emevî döneminin siyasi, sosyal ve dînî yapısına değinilerek bu yapının şiir türlerine etkisi üzerinden bağlantı kurulup dönemin şiir türleri hakkında bilgi verilecektir. Akabinde dönem şairlerinin biyografileri ve çalışmaları hakkında malumat verilip dönemin değerlendirilmesi yapılacaktır.
  • Öğe
    ‘ALÎ EL-CARÎM VE ‘ŞAİR BİR KRAL’ ROMANINDAKİ BAZI ŞİİRLER ÜZERİNE BİR İNCELEME
    (e-Şarkıyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2021) Can, Zehra Nurdan; Yılmaz, Nurullah
    Arap edebiyatında günümüze kadar ulaşmış ve eğitim-öğretim alanında hala faydalanılan dilbilgisi kitapları denilince akla gelen ilk isimlerden biri ‘Alî el-Carîm’dir. Yazar dünya çapında bilinen ve okullarda kullanılan dilbilgisi kitaplarının yanı sıra şiir ve roman alanlarında da kaleme aldığı eserler sayesinde çok önemli bir edebiyatçı olarak Arap edebiyatı tarihine geçmiştir. ‘Alî elCarîm klasik tarz etkisi altında yetişse de edebi konularda düşünürken ve bu düşüncelerini gerek roman gerekse şiir olarak yazıya dökerken modern tarzı savunmuştur. Tarihe duyduğu ilgi ile tarihi roman başlığı altında yazdığı eserler geleceğe hem Arapçayı hem de Arap tarihini iyi ve kolay bir şekilde anlama, öğretme ve aktarma fikri ile kaleme alınmıştır. Bu romanlardan biri de şiirle tarihi bir araya getirdiği “Şâ’ir Melik (Kral Bir Şair)” romanıdır. Bu bilgiler doğrultusunda yapılan çalışmada ‘Alî el-Carîm’in hayatı ve eserleri hakkında kısaca bilgi verilmiş, “Şâ’ir Melik (Kral Bir Şair)” romanının konusuna, ana karakterlerine değinilmiş ve romanda geçen şiirlerden bazıları tematik olarak tahlil edilmiştir.
  • Öğe
    SURİYE TARİHİ ROMANININ ÖNCÜ İSMİ: “MA‘RÛF AḤMED EL-ARNÂ’ÛṬ”
    (2019) TÜRKEN ÇAKIR, Mürüvvet
    Romanın önemli türlerinden biri olan tarihi roman önce Batı edebiyatında daha sonra 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarında Arap edebiyatında belirmeye başlamıştır. İlk olarak Mısır’da göçmen yazarlar tarafından kaleme alınan bu tür, Corcȋ Zeydân ile birlikte tanınmış, onun ardından bütün Arap edebiyatında yayılma göstermiştir. Mısır’dan sonra tarihi romanın geliştiği ülkelerden biri olan Suriye’de ise bu türde öne çıkan isim Ma‘rûf Aḥmed el-Arnâ’ûṭ olmuştur. Kaleme aldığı tarihi romanlarıyla hem kendi dönemine hem de kendinden sonrakilere öncülük etmiştir. Bu bağlamda çalışmamızda hem Batı hem de Arap edebiyatında tarihi romana genel olarak değindikten sonra Ma‘rûf Aḥmed el-Arnâ’ûṭ’un hayatı, edebi kişiliği, eserleri ve tarihi romanları üzerinde durulacaktır.
  • Öğe
    ي ّ ة في رسالة الصاهل والشاحج لأبي العلاء المعر ّ المسائل النحو
    (e-Şarkıyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2020) Jankır, Aslam
    ه ّ ة فيكتاب (رسالة الصاهل )جحاشلاو لأبي العلاء المعر ّ النحوي َ يتناول هذا البحث المسائل ي، فقد زخر Oا الكتاب مع أن عملي على محورين أولهما تحقيق ما احتاج إلى التحقيق ُ وأدرت َّ التحليلي َّ الوصفي َ المنهج ُ كتاب في الأدب رفيع. اعتمدت للأعلام. ُ الشواهد الشعرية والأحاديث الشريفة والأقوال من مظاّsا، وترجمت ُجت ّ من هذه المسائِل، فخر ّكل ُ عرضت ّ وفق مضموsا، ثم ٍ منها تحت عنوان ٍ مسألة ّ فيه المسائل كما ذكرها أبو العلاء، ووضعت كل ُ xنيهما ذكرت البحث ُ ذكرت رأي أبي العلاء فيها. وختمت ّ ا أقواها، ثم ًح ّ ا عليها ومرج ً ها معلّق ّ أهم ُ العلماء وأوجزت ِ على مقالات ٍ مسألة ل إليها، وبقائمة المصادر والمراجع. ّ النتائ ِج التي توص ّ Öهم من ٍ زهم في ميدان ّ القدماء على الرغم من تمي ّ أن ُ ت يه يضو ح ُ اية أخرى ثحبلا اذه نم غير ما ذكرت ّ لي غ إلى أن ً إضافة د َ ميادين اللغة في أح تُك ِ ُ ر الكامل من النحو الذي يقب مهئامد في يريج و ليسي ّ زهم في الأدب اوعيطتسي لم التحر ّ ، كتمي ِِهم ب أو الموقف والموقف، وكأّsم لا ِ الفكرة ِ و أو الفكرة ِ الفقرة ِ و مهملاقأ هاوفأ نم ؛اهيرغو بدلأا بتك نم يرثك ىلع بين الفقرة öلمل ِح فقالوا: النحو في الكلام كالمل ِح في ُ هه القدماء ّ ا إّلا Oذا النحو الذي شب ً له طعم َ قون ّ اًلا في أدOم ولا يتذو َ جم يرون ّ قوي ً ا الذي فعلوه يدّل دلالة ّ هذ أن ّ . ولا شك ِ الطعام ّ على أهم ً وواضحة ًة ي عند القدماء وعلى حرصهم الشديد ّ ة النحو العربي ّ ّه واجب ِ على تعليمه .ِ عليهم لا مفَّر من ûديته
  • Öğe
    SİLVANLI ÜNLÜ HATİP İBN NÜBÂTE VE HUTBELERİ
    (e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi, 2017) Gemi, Ahmet
  • Öğe
    “Batıya Açılan İlk Pencere: Ünlü Dilci Ebu Ali el-Kâli,”
    (Uluslararası Dil, Düşünce ve Din Bilimleri Kongresi (8-10 Kasım 2018). Mardin., 2018) Gemi, Ahmet
  • Öğe
    “Abdürrahman Câmî ve Eel-Fevâidü’z-Ziyâiyye Adlı Eserinin Medrese Eğitimindeki Rolü,”
    (Uluslararası Klasikler Çalıştayı (Arap, Kürt ve Süryani Klasikleri), (15-17 Mayıs 2017). Mardin., 2017) Gemi, Ahmet
    Arap dili ve edebiyatı çok zengin bir kütüphaneye sahiptir. Devasa bir mirasa sahip olan bu edebiyat değişik alt birimlere ayrılmaktadır. Bu alt birimlerden biri nahiv (sentaks)’dir. Nahiv alanında birçok eser kaleme alınmıştır. Bu eserlerin bir kısmı fazla rağbet görmezken diğer bir kısmı ilim dünyasınca takdir görmüş ve yüzyıllarca medreselerde okutularak klasik unvanını kazanmıştır. Bu eserlerden biri Molla Cami olarak şöhret bulan “el-Fevâidü’z-Ziyâiyye” adlı eserdir. Bu çalışmada söz konusu eser üzerinde durulacak ve bu eseri klasikler arasına katan etkenler irdelenecektir.
  • Öğe
    “Binbir Gece Masallarında Türkler”
    (Uluslararası Sosyal ve Beşeri Bilimler Sempozyumu”, Şubat 2016., Barselona-İspanya., 2016) Gemi, Ahmet
    The Thousand and One Nights is one of the best tales of Arabic Literature. Living its maturity in the period of caliph Harun al-Rashid, in approximately 8th century, The Thousand and One Nights is a product of common comprehension of nations near Bagdahd like Chinese, Persian, Indian, and Turk etc. Among the tales which have been translated into almost all languages there are also widely known tales such as Aladdin and His Magic Lamp, and Ali Baba and the Forty Thieves. The Thousand and One Nights, having a rich heritage of Ara-bic language, includes nations given above and mentions about Turks in most parts of the tales. In this study, The Thousand and One Nights will be evaluated in terms of Arabic Language and the traces of Turks will be pursued.
  • Öğe
    “Abdülhamid Hamdi Harputi Efendi ve Arap Dili ve Edebiyatına Katkıları”
    (Uluslararası Harputa Değer Katan Şahsiyetler Sempozyumu”, Mayıs 2015., Elazığ., 2015) Gemi, Ahmet
    Abdülhamid Hamdî Efendi (1830-1902), Harput eski müftüsü, âlim, zahid ve mutasavvıf Ömer Naimî Efendi’nin oğludur. Harput’un yetiştirdiği ilim adamlarındandır. 1830 yılında Harput’ta doğdu. İlk tedrisini Kamil Paşa Medresesinde, babası Ömer Naimî Efendi’nin yanında gördü. (1830-1902), Harput eski müftüsü, âlim, zahid ve mutasavvıf Ömer Naimî Efendi’nin oğludur. Harput’un yetiştirdiği ilim adamlarındandır. 1830 yılında Harput’ta doğdu. İlk tedrisini Kamil Paşa Medresesinde, babası Ömer Naimî Efendi’nin yanında gördü.
  • Öğe
    “Türkiye’de Klasik Medrese Eğitimi”
    (Uluslararası IV. Arap Dili Konferansı”, Mayıs 2015., Dubai., 2015) Gemi, Ahmet
  • Öğe
    “İbrahim Kurani’nin İnbahü’l Enbâh ‘ala Tahkîki İ’râbi Lâ İlâhe İllallah Adlı Eseri ve Şimdiye Kadar Kelime-i Tevhîd Üzerinde Yapılan Çalışmalar,”
    (V. European Conference on Social and Behavioral Sciences. Baltic Institute of Humanities, (September 11-14, 2014). St Petersburg, Russia., 2014) Gemi, Ahmet
  • Öğe
    “Berdel: Kürt Kadınının Kaderle İmtihanı”,
    (Hakkâri Üniversitesi, 2009) Gemi, Ahmet
  • Öğe
    MODERN DÖNEM HRİSTİYAN ARAP ŞAİRLERİN ŞİİRİNDE HZ. MUHAMMED ÖVGÜSÜ
    (TARİH OKULU DERGİSİ, 2019-04) Abdülhadioğlu, Ahmet
    Klasik dönemden modern döneme uzanan süreç içinde Arap şiirinin en önemli konularından biri Hz. Peygamber’in methi konusudur. İslam öncesi dönemden başlayarak, modern döneme varıncaya kadar Hz. Muhammed birçok şair tarafından övülmüştür. Hz. Muhammed’in övüldüğü şiirlerin içinde en dikkat çekici olanları arasında, özellikle mehcer edebiyatının önde gelen Hristiyan Arap şairlerinin farklı sebeplerle yazdıkları şiirler yer alır. Bu şairlerden bir kısmı, Hz. Muhammed’i, Arapları cehalet ve karanlıktan aydınlığa ve medeniyete kavuşturan bir lider; İslam’ı Arap ülkelerinin içinde bulunduğu buhranlardan kurtaracak bir din olarak görmüş, bir kısmı ise milliyetçilik, kadim Arap kültürüne duyulan özlem, toplumsal değerlere sahip çıkma isteği gibi sebep ve saikalarla Hz. Peygamber’i öven şiirler yazmışlardır. Bu makalede, gerek mehcer edebiyatı şairlerinden, gerekse farklı Arap ülkelerindeki şairlerden Hz. Muhammed’e methiyeler yazan Hristiyan Arap şairlerin şiirlerine ve bu şiirleri yazma sebeplerine değinilecektir.
  • Öğe
    Mardin’deki Arapça Sözlü Kültürünün Korunmasında Hikâye Gecelerinin Rolü
    (MUKADDİME DERGİSİ, 2016) abdülhadioğlu, ahmet
    Arap edebiyatında İslam öncesi dönemden günümüze kadar edebi bir tür olarak hikâye anlatıcılığı, önemli bir yer tutmaktadır. Her dönem farklı isimlerle adlandırılan bu edebi tür, 18. yy.’ın ortalarında başta Suriye olmak üzere diğer Arap ülkelerinde de yaygınlaşmış ve zamanla bir meslek haline gelmiştir. Bu mesleği icrâ edenler, halka açık alanlarda, evlerde ve kahvehanelerde, hikâyeleri dinleyicilerine aktarmışlardır. Aynı kültür ve meslek, Türkiye’de Arapçanın konuşulduğu illerden biri olan Mardin’de de 1960’lı yıllara kadar devam etmiş, zengin bir kültürü aktarma yanında, burada konuşulan mahalli lehçenin korunmasında da önemli bir rol üstlenmiştir. Bu makalede, İslam öncesi dönemden başlayarak Arap toplumlarında bu sanatın nasıl geliştiği ve Mardin özelinde hikâye gecelerinde hangi konuların ele alındığı, Arapça kültürü ve burada konuşulan yerel Arapça lehçeyi muhafaza etmede nasıl bir rol üstlendiği anlatılacaktır.
  • Öğe
    المعارضة الشعرية عند أحمد شوقي "دراسة تحليلية وتطبيقية"
    (ASOS JOURNAL, 2019-01) abdülhadioğlu, ahmet
    This article evaluates Ahmad Shawqi’s dispute poems in terms of shape and con-tent. The first part of the study deals briefly with the emergence and characteristics of dispute poems as a type of poem in Arabic literature, and then, in a comparative way, it analyzes modern period poet Ahmad Shawqi’s dispute poems in terms of shape and content about al-Burda by al-Busairi who lived in the 13th century and about Yâ Laylu’s-Sabbu by al-Husari al-Qayrawani who was a poet of 11th century. Dispute poems of Ahmad Shawqi about the odes by these two poets also reveal his innovations in this field, the different literary style he brought into the poetry and some intellectual changes; and some aspects of these dispute poems reveal that they have superior aspects than those odes written before him.