Mimarlık Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 212
  • Öğe
    CUMHURİYET TAŞRASINDA GELENEKSEL ÜZERİNE MODERN ŞEHİRLEŞME MARDİN ÖRNEĞİ
    (Türk Tarih Kurumu, 28.12.2022) Çağlayan, Murat
    Çalışmada; geleneksel şehir dokusunu Cumhuriyet’e kadar koruyabilmiş Türkiye’nin taşrasındaki Mardin’in, Cumhuriyet ile beraber günümüze kadarki değişimi ve gelecekteki gösterebileceği gelişimi incelenmiştir. Mardin’in kentsel dokusuna müdahaleler; Osmanlıların son döneminde “1. Caddenin” genişletilmesi ile başlar. Cumhuriyet döneminde ise “yeni ve modern olan güzeldir” görüşünün hâkim olmasıyla ile birlikte betonarme yapılar kentsel dokunun içinde yer almaya başlamıştır. 1950’lerden 1980’lere kadar Mardin; sur içi bölgesinden güneydoğu yönüne, dışa doğru Savurkapı Mahallesi'nden Nusaybin İlçesi yoluna taşmıştır. Bu taşma, ilk olarak kamu yapılarının inşa edilmesi ile başlar. Böylece kentsel sit alanı dışına ilk planlı büyüme, kamu yapılarının yardımı ile şehrin güneydoğusuna doğru olur. Topoğrafik açıdan gelişmeye pek müsait olmayan bu alan, 1980’den sonra şehrin büyümesini yavaşlatır. Bunda, gene kamu teşviki ile "Yenişehir" olarak adlandırılan şehrin kuzeybatı bölgesinin imara açılmasının etkisi olur. Aynı anda şehrin ovadaki yerleşimi; adını içinde bulunan tren istasyonundan alan "İstasyon Mahallesi" de oluşmaya başlamıştır. 1990’larla beraber Yenişehir’de sivil kooperatiflerle bariz şekilde mahalleler oluşmaya başlar. 2000’lerden günümüze kadar ise bu alan, aşırı yoğunluktan ötürü içinden çıkılamaz bir hal alır.
  • Öğe
    Yıkım Sonrası Restorasyon ve Rekonstrüksiyon Uygulaması: Geleneksel Bir Diyarbakır Evi Örneği
    (Kent Akademisi, 15.11.2024) Dabanoğlu, Ahmet Celal; Çağlayan, Murat
    Diyarbakır Sur ilçesindeki Suriçi bölgesi diye tabir edilen kentsel sit alını dokusu, gerek kırsaldan kente göçün etkileri gerek bazı toplumsal olayların etkisiyle hasar görmüştür. 2016 yılında tarihi Suriçi bölgesinde kamuoyunda “Hendek Olayları” olarak bilinen toplumsal olaylar yaşanmıştır. Tescilli birçok idari, kültürel, dini ve ticari yapı ile çok sayıda sivil mimarlık örneğinin bulunduğu alanda meydana gelen bu risk unsuru, çok sayıda kültür varlığını tehdit ederek zarar vermiştir. Bölgede yer alan sivil mimari örneklerinin de bu olaylardan etkilendiği gözlemlenebilmektedir. Makaleye konu olan tescilli kültür mirası olayların gerçekleştiği bu bölgede yer almaktadır. Kısmen hasar alan ve ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitli değişiklere uğrayan çalışma konusu geleneksel Diyarbakır konutu, olaylar başlamadan önce kafeterya olarak işlev görmektedir. Makalede hem hazırlık aşamaları hem de sahada gerçekleşen koruma çalışmaları ele alınmıştır. Çalışmada Suriçi bölgesinin güneydoğu kısmında 382 ada 28-29 parselde yer alan tescilli kültür mirasının koruma uygulamalarına odaklanılmış, yapılan restorasyon ve rekonstrüksiyon uygulamaları, korumacı bir bakış açısıyla gözlemlenmiş ve gerçekleştirilen çalışmalar hakkında detaylı bilgiler paylaşılmıştır.
  • Öğe
    KÜLTÜREL MİRAS VE DİYARBAKIR SURİÇİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
    (PLATANUS PUBLISHING, Ekim 2023) Oruç, Muhittin; Çağlayan, Murat
    Diyarbakır’da tarihi eser niteliğindeki yapılar, sur ile çevrili alan içinde yer almaları sebebiyle birbirlerine çok yakın inşa edilmiştir. Mesafelerin bu denli yakın olması, yapıların ziyaretçiler tarafından görünürlüğünü olumsuz yönde doğrudan etkilemektedir. Suriçi’nde çoğu sivil mimarlık örneklerinden oluşan tarihi kentsel peyzaj alanında anıtların bazıları öne çıkarken, bir kısmı ise geri planda kalmaktadır. Ziyaret edilen geleneksel Diyarbakır anıtsal ve sivil mimari örnekleri tipolojik olarak benzerlikler göstermektedir. Yapıların tipolojik benzerliklerine rağmen, ziyaretçi yoğunluk farkı dikkat çekicidir. Burada fiziki çevresel etkinin rolü büyüktür. Suriçi tarihi çevresinin boyutları göz önüne bulundurulduğunda, alanın tamamının bir günlük gezi planlaması kapsamında tamamlanması mümkün değildir. Suriçi’ni ziyaret edenler bir gezi rotası belirleyerek bu rotadaki nitelikli yapıları görmeyi planlamaktadırlar. Bu rotanın belirlenmesinde ana unsur olarak temel yaya aksı içinde olabildiğince fazla sayıda nitelikli yapıyı deneyimleme çabası yatar.
  • Öğe
    ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİNDE MARDİN’DE YAPILAN İMAR FAALİYETLERİ VE GÜNÜMÜZDEKİ İZLERİ
    (Nobel Yayın, Aralık 2023) Çağlayan, Murat
    Çalışma kapsamında Mardin ili Artuklu ilçesi sınırları içinde olan, kentsel sit alanı olarak tarif edilen geleneksel Mardin mimarisi incelenmiştir. Burada Erken Cumhuriyet Dönemi’nde gerçekleştirilen bayındırlık imar faaliyetleri literatür taranarak tespit edilmiştir. 1938 yılına kadar şehrin Cumhuriyet öncesi ve sonrası görünümü hakkında bilgi verebilecek görseller karşılaştırılarak kullanılmıştır. Bu dönemde inşa edilen veya yeniden işlevlendirilen yapılar tespit edilmiştir. Günümüze ulaşan yapılar ise fotoğraflarla belgelenmiştir. İlgili alan veya binalar yazar tarafından 2023 yılının Ağustos ve Eylül aylarında fotoğraflanıp belgelenmiş ve önceki dönemle karşılaştırılmıştır.
  • Öğe
    Mardin’den Bir Ermeni Kültür Mirası: Surp Hovsep (Mar Yusuf) Kilisesi
    (Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2024) Çağlayan, Murat
    Makale, Mardin’in zengin tarihi ve kültürel mirasına odaklanarak özellikle Ermeni Katolik Kilisesi olan Surp Hovsep (Mar Yusuf) Kilisesi’ni detaylı bir şekilde ele almaktadır. Kilise, Mardin’in tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin etkisi altında kalmış bir sembolüdür. Bu değerli kültür mirası zaman içinde farklı dönemlerde çeşitli onarımlar ve değişiklikler geçirmiştir. Makalede Surp Hovsep Kilisesi’nin tarihi ve mimarisi incelenmiş, avlulu kilisenin plan özellikleri, süslemeleri ve çan kulesi gibi önemli mimari öğeleri anlatılmıştır. Kilisenin Osmanlı dönemindeki önemi ve restore edilme süreci de metnin odak noktalarından biridir. Anıtın günümüzdeki durumu, son restorasyon çalışmaları ve Mardin’in genel kültürel mirasına katkısı hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca metin, Mardin’in dini ve kültürel çeşitliliğine vurgu yapmakta ve Surp Hovsep Kilisesi’nin bu çeşitliliğin bir simgesi olduğunu belirtmektedir. Kilise; daimi olarak ziyarete ve ibadete açıldığında, Mardin’in diğer kültür varlıkları gibi ziyaretçi akınına uğrayarak ve bölge turizmine önemli bir katkı sağlayacaktır. Mardin’in on dokuzuncu yüzyıl sivil ve anıtsal kamu yapılarının çoğunda imzası bulunan en meşhur geç Osmanlı dönemi mimarlarından Mimarbaşı Lole’nin inşa ettiği Surp Hovsep Kilisesi bir ibadethane olarak işlevini sürdürmelidir. Bu önemli kültürel mirası yaşayarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.
  • Öğe
    Rojat Aksoy, Barbülün Taş Bülbülleri: Êzîdîlîk-Yaşam-Mimari
    (31.10.2024) Paköz, Aslıhan Ece
    Ezidilerin dini inancı ve sosyal yaşantılarıyla ilgili tarihsel bilgi veren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak "Ezidi evleri" ile ilgili bilgiler çok sınırlıdır. Ezidilerin Süryanilerle aynı ya da yakın köylerde yaşamaları sebebiyle Süryani evleri ile ilgili yapılan çalışmaların bir kısmının Ezidi evlerini de kapsadığı düşünülebilir. Ancak mekânlar her kültürde farklı kullanıldığından, bir evin fiziksel özelliklerini tanımlamanın o evde geçen yaşantıyı anlamak konusunda yeterli olmayacağı da akılda tutulmalıdır. Bu kapsamda Rojat Aksoy'un Barbülün Taş Bülbülleri: Êzîdîlîk-Yaşam Mimari isimli kitabı "kırsal mimari" alanında yapılan çalışmalara, "Ezidi evleri"ni de ekleyerek önemli bir katkı sunmuştur.
  • Öğe
    MARDİN MİMARİSİNİN YEREL BASIN ÜZERİNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ: MARDİN HABER GAZETESİ
    (Astana Yayınları, 2024) Aksoy Işık, Rojat
    Dönemin ekonomik koşulları, beşeri faktörler ve topoğrafik durum gibi birçok etmen kentlerdeki mimari oluşum/faaliyet ve yapı üzerinde etkilidir. Kentlerde ortaya çıkan bu mimari oluşum ve faaliyetler sonraki nesillere birer örnek olarak aktarılmaktadır. Bu aktarım sürecinde en önemli kaynaklardan biri de yazılı kaynaklardır. Yazılı kaynaklardan belki de en önemlilerinden biri kentin aynası sayılan yerel yazılı basındır. Bu bağlamda çalışma için Mardin yerel gazetelerinden biri olan Mardin Haber gazetesi örneği seçilmiştir. Çalışmanın amacı; 2018-2023 tarihleri arasında Mardin Haber gazetesindeki Mardin’deki imar faaliyetleri, planlamaları, uygulamaları, mimari oluşumları incelemek ve değerlendirmektir. Mardin Haber gazetesinin seçilmesinin nedeni, incelenen bu tarihlerde gazetenin kesintisiz basılması ve gazete nüshalarının tamamına erişilebilmesidir. Çalışma kapsamında, 2018 ve 2023 tarihleri arasındaki gazete arşivlerinden haberler, fiziksel olarak taranıp kayıt altına alınış, kent merkezinde ve ilçelerinde konusu mimarlık, imar, planlama ve uygulama gibi faaliyetlere ilişkin haberler ile kentsel mekân, kentleşme ile ilgili yazılan haberler analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda, Mardin’deki hangi mimarlık faaliyetlerinin seçilen yerel basın gündeminde yer aldığı bulunmuş, mimarlık bağlamında en çok yazılan, haberi yapılan mekânlar ve mimari oluşumlar belirlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında günümüzde, o dönem basında yer alan ilgili konular hakkında bir karşılaştırma imkânı bulunmuştur.
  • Öğe
    Mardin Kent Surları Sınırında Bir Mimari Tasarım Atölyesi
    (IKSAD Yayınevi, 26.07.2024) Paköz, Aslıhan Ece
    "Ne zaman bir kent anlatsam Venedik'le ilgili bir şeyler söylüyorum" diyen İtalo Calvino gibi, bir kente bakıp onlarca kent görmek mümkün.Kenti ve kentin sınırlarını tanımlamak da bu yüzden zor. Çalışmada, Mardin ve Mardin kent surları aracılığıyla kent ve sınırları üzerine düşünmek ve bu konuyla ilgili hazırlanan bir mimari proje atölyesinden söz etmek amaçlanıyor.
  • Öğe
    Görsel Belgelerle Maraş Kalesi'nin Tarihi ve Önemi
    (2024) Paköz, Aslıhan Ece; Oltulu, Ersel
    Maraş Kalesi'nin sahip olduğu tarihsel özelliklere dikkat çekmeyi ve korunmasına katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışmada özellikle görsel belgeler üzerinden Maraş Kalesi'nin değişimi incelenmektedir. Kahramanmaraş şehir merkezinde bulunan Maraş Kalesi, şehrin beş bin yıllık tarihsel sürecine tanıklık eden bir kültürel mirastır. Kaledeki ilk yerleşmeler en azından İlk Tunç Çağının başlarına kadar gitmektedir. Geç Hititler dönemi arkeolojik kalıntılarını barındıran, Roma dönemi surları ile çevrelenen Maraş Kalesi, sahip olduğu bu değerlerin yanında Dulkadiroğlu döneminden bugüne geleneksel şehir merkezini tanımlamasıyla da kent hafızasında önemli bir yere sahiptir. Çalışmada öncelikle kalenin eski fotoğraflarına ve gravürlerine ulaşılmıştır. Bunun yanında tarihi ve mimarisiyle ilgili literatür taraması yapılarak bu konularda edinilen bilgiler yerinde yapılan gözlemlerle birlikte değerlendirilmiştir. Yapılan çalışmada Maraş Kalesi'nin, tarihsel süreç içerisinde farklı işlevlerle kullanıldığı ve birçok değişikliğe uğradığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Kentsel Değişimin Özel Mekâna Etkisi: Mardin, 1. Cadde'de Şeyhmus Gözüoğlu Evi
    (2024) Paköz, Aslıhan Ece
    Mardin'in 20. yüzyılın başında geçirdiği önemli kentsel değişimlerden biri, "1. Cadde"nin açılmasıyla gerçekleşmiştir. 1. Cadde’nin açılması ve daha sonraki yıllarda genişletilmesi, yolun üzerindeki ve yakınındaki birçok yapıyı etkilemiştir. Bu değişim, yapıların kısmen ya da tamamen yıkılmasına da yol açmıştır. Çalışmada, Mardin'de gerçekleşen bu önemli kentsel değişimin özel mekâna olan etkisini görmek amaçlanmıştır. Bu kapsamda 1. Cadde üzerinde konumlanan Şeyhmus Gözüoğlu Evi'nin geçirdiği değişim araştırılmıştır. Çalışmanın yöntemini 2021-2022 yıllarında yerinde yapılan gözlemler, ev sahibi ile yapılan görüşmeler, yapı ile ilgili literatür araştırması ve görsel belgelerin incelenmesi oluşturmaktadır. Yapılan literatür araştırmasında Mardin Evleri ve 1. Cadde ile ilgili birçok çalışmanın mevcut olduğu ancak Şeyhmus Gözüoğlu Evi ile ilgili bilimsel bir çalışma olmadığı görülmüştür. Araştırmanın sonucunda, 1. Cadde'nin genişletilmesi sırasında Şeyhmus Gözüoğlu Evi'nin bu müdahaleden etkilenen yapılardan biri olduğu ve kısmen değişikliğe uğradığı tespit edilmiştir. 1. Cadde üzerinde bulunan birçok yapının da benzer değişiklikler geçirdiği tahmin edilmektedir. Bu bağlamda cadde üzerindeki tüm yapılarla ilgili yapılacak kapsamlı bir araştırma bu etkinin çeşitliliğini görmeyi sağlayacaktır.
  • Öğe
    The art and architecture of Chora Monastery in comparison with its East European and Italian contemporaries
    (WIT Press, 2012) Ataş, Zeynep
    This research aims to analyze both the architecture and art of today’s Chora Museum, named Chora Monastery and Chora Mosque chronologically, in comparison with its East European and Italian contemporaries, within the social, cultural and political environment of the Byzantine Empire and the context ofByzantine art developed until and through the 14th century when the spectacular and cinematographic mosaic scenes and frescos covering the vaults and dome of the building, illustrating the life cycles of both the Virgin Mary and Jesus Christ with an unconventional use of perspective, were built and painted.The monastery, named Chora meaning “country”, “land” or “in the country”in Greek, referring to its location, was built originally in the 12th century right outside the city walls of Constantinople. The architecture of the building is a combination of different parts built at different time periods in history; the 12th century, from which only the naos part remained; the 14th century, Palaeologans’ reign which is referred to as the brightest time of Byzantine art, and when the naos dome, the north annex, the narthexes, the parekklesion, and a belfry were built together with all the brilliant marble decoration, mosaics and frescoes; and finally the15th century Ottoman era, in which, being turned into a mosque, a mihrab and a minaret were added to the building, together with the plaster covering the mosaics and frescos, which has actually preserved them upto this day.Kariye Museum, as of today, offers different readings of all this juxtaposition at one and the same time and space. The strong storm of the imagery and thee extraordinary way the life cycles of the Virgin Mary and Jesus Christ were represented, as the ways the cities, buildings, people and their acts were illustrated, comparing to the Byzantine, East European and Italian religious art of the era, makes it possible to say, has affected a wide area, including both the Byzantine Orthodox Church jurisdiction areas and even Italy as far as mannerisms are concerned
  • Öğe
    Hesapmekan kavramı üzerinden alternatif bir tasarım hesaplaması düşüncesi ve eğitimi girişimi
    (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2016) Sönmez, Nizam Onur; Ataş, Zeynep
    Bu bildiri, hesaplama kavramına dair derinlikli bir anlayışın mimari tasarım ortamına ve eğitimine olası katkılarını hem teorik bir tartışma hem de uyguladığımız örneklerin analizi yoluyla ortaya koymayı hedefliyor. Ortaya attığımız hesapmekan kavramlaştırmasının arkasında yatan motivasyonu hesaplama kavramının tarihsel ve güncel tanımları ile ilişkili olarak tartıştıktan sonra bu kavramlaştırmanın bağlantılı olduğu diğer mimari üretim ve araştırma hatlarını, önerdiğimiz kavramlaştırmanın bunlarla bağlantılı ve farklılaşan yanlarını ortaya koymayı hedefliyoruz. Bir araştırma stüdyosu bağlamında öğrencilerle beraber yapılmış ve 1/1 ölçekte kısmen uygulanmış işlerin analizi üzerinden kavramın nasıl mekana dönüştüğünü inceledikten sonra araştırmanın motivasyonuna dönüp hem genelinde tasarım, hem de daha dar olarak hesaplamalı tasarım anlayışına ve eğitimine yapılabilecek katkıları kendi deneyimimiz üzerinden tartışacağız.
  • Öğe
    Mardin Eski ve Yeni Kent Merkezinde Covid-19 sürecinin Mekansal Değerlendirmesi
    (İdealKent Yayınları, 2022) Ataş, Zeynep; Atmaca, Yuvacan
    Bu çalışmanın amacı, COVİD-19 karantina sürecinde yaşantımızın sınırları haline gelen ‘ev’ ve yakın kentsel çevremizin ürettiği mekansal, sosyo-kültürel ve ekonomik koşullarının belgelenmesi üzerinden, öngörülemeyen krizlerle etkili biçimde baş edebilen, kendi kendine yeterli kent ve konut çevrelerinin tasarımında yeni stratejiler geliştirebilmek için bir veri altlığı oluşturmaktır. 21. yüzyılda yükselen krizler, iklim krizi, göçmen krizi ve son olarak da COVİD-19 krizi, neoliberal politikalarla şekillenen bu mekanların yetersizliğini ve üretim süreçlerinin yeniden ele alınması gereğini ortaya koydu. Devletlerin kentleri üzerinden girdiği küresel ekonomik yarışta yerel ekonomiler yerine küresel ekonomiler desteklenirken, yere özgü olan bilgilerle üretilmiş mekanlar yerini her yerde kendini tekrar eden tip projelere bıraktı. Yerden, doğal olandan kopuk ve kentsel altyapıya bağımlı yaşamlar üreten günümüz kentlerinde, kentsel rantı yükseltecek biçimde piyasa değeri üzerinden ortaya çıkan konut alanları ve kentsel mekanların mekansal değeri, COVİD-19 krizi ile kaçınılmaz olarak sorgulanır hale geldi. Hem konut mekanlarının kullanımında, hem de doğal kaynaklara erişim ve kentsel altyapı kullanımı bağlamında Mardin eski ve yeni kent merkezlerinde farklılaşan deneyimler, krizin ortaya çıkardığı sorunları mekansal ve sosyo-ekonomik bağlamda tartışma fırsatı yarattı. COVİD-19 karantina sürecinde her iki kent merkezinde yaşayanların evi ve kenti deneyimleme biçimlerinin belgelenerek değerlendirilmesi, konut ve kent mekanının nasıl farklılaştığını okumak doğrultusunda ipuçları verdi. Temelinde kendi kendine yeterlilik düzeyindeki farklılaşmanın yattığı bu ikili durumun ortaya konması, kriz koşullarında daha toleranslı olabilecek konut ve kent yapılanması için olası stratejileri üretebilmek bağlamında önemli ipuçları verecektir.
  • Öğe
    Covid-19 sürecinde Mardin Eski ve Yeni Kent Merkezindeki Barınma Deneyimi Üzerine Bir Deneme
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları, 2022) Atmaca, Yuvacan; Ataş, Zeynep
    Covid 19 süreci, özellikle sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında, en yakın yaşam çevremiz olan evlerimizin temel insani ihtiyaçlara cevap verme ve bu doğrultuda konforlu bir yaşam üretme konusunda yeterliliğinin sınandığı bir sürece dönüştü. Bu süreçte evlerimizin mekansal kullanım, doğal kaynaklara dolaysız erişim ve sosyo-ekonomik anlamda ürettiği çeşitli kısıtlar, konut mekanlarının yeniden değerlendirilmesi ve dönüştürülmesi gereğini ortaya koydu. 1980 sonrası neoliberal kentleşme dinamikleri, kentsel rantı yükseltecek şekilde ‘yer’den ve yere ait bilgiden kopuk, tip projelerle şekillenmiş kentler üretti. Kendi kendine yeterli yaşam ve mekan, yerini kentsel altyapılara bağımlı bir yaşam biçimine bıraktı. 21. yüzyılda yükselen iklim krizi gibi diğer krizlerin devamında Covid 19 krizi, krizlerin belirsizliği ile baş edebilecek ölçüde toleranslı, sürdürülebilir ve kendi kendine yeterli kent ve konut alanlarının üretiminin önemini göstermektedir. Bu doğrultuda bu çalışmanın amacı, Mardin eski ve yeni kent merkezindeki Covid-19 karantina dönemlerinde farklılaşan deneyimler üzerinden, krizin ortaya çıkardığı sorunları mekansal ve sosyo-ekonomik olarak tartışmaya açmaktır.
  • Öğe
    New Strategies for Urban Development after Covid-19
    (International Sociological Association in cooperation with The Conference Exchange, 2023) Ataş, Zeynep; Atmaca, Yuvacan
    Covid-19 crises created a drastic confrontation with the insufficiency of our immediate living and urban environment in sustaining our basic needs. Living through the lockdown experience we realized that accessibility to fresh air, sunlight, natural resources, food and social networks even in a limited sense are the basics for a healthy living. Now in the aftermath of crises, urban professionals are in quest of developing new strategies for urban development that could accommodate these basics. Living Covid-19 experience in Mardin, a city in the Southeast Turkey, consisting of both modern and traditional urban areas, we witnessed the efficiency of the old/traditional settlement which has also been hosting the disadvantaged groups, vis-a-vis the ineffectiveness of the new settlement in dealing with crises. The processes of city-making have been operating almost in the same way through the dynamics of neoliberal economies creating an ‘international urbanization style’ which ignores urban diversities created by the local dynamics. In this sense, documenting the daily experience of people living in traditional and new urban areas during the first lockdowns, this piece of work aims to present what could be learned from the operative and nonoperative spatial, socio-cultural and economic features of our cities in order to be transferred as strategies to the new ‘normal’. The research is designed in a qualitative phenomenological research method. In order to obtain data, in-depth interviews with 10 families living and/or working in the old and/or the new settlement were conducted. Questions vary to reveal changing spatial and socio-cultural and economic patterns of living before, during and after the pandemic and accessibility to immediate urban environment and natural resources. Through the collection of this data, we are able to present strategies learnt from traditional urban environments that could be transferred to the new urban design attempts. This project is supported by Mardin Artuklu University Scientific Research Projects Division.
  • Öğe
    Sınır Ticaretinin Kentsel ve Kırsal Mekanın Dönüşümüne Etkisi: Nusaybin, Cizre, Silopi
    (İdealkent Yayınları, 2021) Ataş, Zeynep
    Türkiye’nin güneydoğu sınırında bulunan Nusaybin, Cizre ve Silopi kent merkezleri ve kırsalı 1950’lerden itibaren, özellikle de 1990 sonrasında sınır ticaretinin ürettiği sosyo-kültürel ve ekonomik dinamikler doğrultusunda şekillenmiştir. Türkiye’nin Irak ve Suriye’ye açılan ticaret kapılarını barındıran bu üç yerleşim doğal olarak bu güçlü dönüştürücü kuvvetin etkisinde dönüşmektedir. Sınır ticaretinin Nusaybin, Cizre ve Silopi özelinde hem kentsel hem de kırsal alanda ürettiği dönüşüm dinamiği, başka bir jeopolitik durumda herhangi başka bir temel ticari dinamiğin yapabileceği gibi, doğrudan ve dolaylı, formel ve enformel süreçlerle kendi yere özel sistemini üretmektedir. Kentsel büyümeyi şekillendiren en önemli unsur sınır ticaretinin ürettiği fiziksel altyapı ve donatılardır. Nusaybin ve Habur sınır kapıları ile bu kapılara ulaşımı sağlayan D-400 ve D-430 karayollarından oluşan güçlü çekim noktaları ve ticari akslar, kentlerin üzerinde gelişeceği fiziksel altlığı sağlar. Bu doğrultuda sınai üretimin olmadığı her 3 kent yerleşiminin ticaret fonksiyonlarını sağlayan ticari destek ve hizmet donatıları ile barınma fonksiyonunu sağlayan yeni mahallelerden oluşan fiziksel yapılaşma da bu akslar üzerinde gelişir. Formel kentleşme hızı ile nüfus artış hızının örtüşmediği durumlarda kente yeni göç eden bazı kesimler enformel üretimlerle barınma ihtiyacını karşılarken, sınır ticaretinin ticari anlamda enformel boyutuna karşılık gelen kaçakçı pasajları da kent merkezlerinde enformel anlamda gerçekleşen diğer bir yapılanmadır. Kırsal alanda ise sınır ticaretinin dinamikleri ekonomik yapıyı dönüştürürken, karayolları üzerinde yer alan köy yerleşimlerinde mekanın biçimlenmesinde rol oynamaya başlar: sınır ticaretinin nakliyecilik faaliyetinin bir yansıması olarak ilk üretimindeki kullanım amacını ve ömrünü tamamlayan mazot deposu, kamyon lastiği, kamyon brandası ve palet gibi artık malzemenin yeniden kullanılmasıyla kullanıcısı tarafından ana yaşam alanına ek olarak üretilen yapılar. Traktör garajı, tandır evi, kümes, sundurma, ahır, bahçe duvarı gibi (Şekil 7) çeşitli eklerde mimari ve yapısal eleman ölçeğinde karşımıza çıkan bu yapılaşma pratikleri sınır ticaretinin mekan üzerindeki dolaylı ve enformel etkisini araştırmak için önemli bir alan sunar. Bu doğruktuda, sınır kentlerinin ve kırsalının toplumsal, kültürel ve ekonomik dönüşümünde ve kentleşmesinde en büyük paya sahip faktör olan sınır ekonomisinin etkilerinin ortaya konması, bölgedeki kentleşme süreçlerinin genel dinamiklerinin anlaşılması ve kentsel kalkınmanın bu doğrultuda okunması bağlamında son derece önemli hale gelmektedir.
  • Öğe
    Hesapmekan: Alternatif Bir Tasarım Hesaplaması Düşüncesi ve Eğitimi Girişimi
    (YEM Yayınları, 2016) Sönmez, Nizam Onur; Ataş, Zeynep
    Bu çalışma, hesaplama kavramını çözümleyen ve hesaplama teknolojilerinin tarihsel gelişimine yönelen bir bakışın mimari tasarım ortamına ve eğitimine olası katkılarını hem ortaya attığımız hesapmekan kavramlaştırmasına dönük teorik bir tartışma hem de uyguladığımız örneklerin analizi yoluyla ortaya koymayı hedefliyor. Fiziksel Hesaplamanın bir varyantı olarak hesapmekan, mekanın deneyimleyenle, duyularla algılanabilir arayüzler üzerinden etkileşim kurarak var olmasının ötesinde, hesaplamanın mekanın üretimine tam olarak katılan bir mimari bileşen olabilmesi için, sadece arayüzlerin değil, hesaplamanın kendisinin de algılanır bir ölçekte, algılanır yollarla gerçekleşmesini amaçlar. Bu metinde, hesapmekan kavramlaştırmasının arkasında yatan motivasyonu hesaplama kavramının tarihsel ve güncel tanımları ile ilişkili olarak tartıştıktan sonra bu kavramlaştırmanın bağlantılı olduğu diğer mimari üretim ve araştırma hatlarını, önerdiğimiz kavramlaştırmanın bunlarla bağlantılı ve farklılaşan yanlarını ortaya koyuyoruz. Bir araştırma stüdyosu bağlamında öğrencilerle birlikte yapılmış ve 1/1 ölçekte kısmen uygulanmış işlerin analizi üzerinden kavramın nasıl mekana dönüştüğünü inceledikten sonra araştırmanın motivasyonuna dönüp hem genelinde tasarım, hem de daha dar olarak hesaplamalı tasarım anlayışına ve eğitimine yapılabilecek katkıları kendi deneyimimiz üzerinden kısaca tartışıyoruz.
  • Öğe
    Zengin Mekansal Kurgu ve Güçlü Tektonik: Diyarbakır Yenişehir Belediyesi Hizmet Binası
    (Türkiye Mimarlar Odası, 2019) Ataş, Zeynep
    “Diyarbakır Yenişehir Belediye Hizmet Binası, konumlandığı çevrenin iklim koşullarını gözeten hassasiyeti, bu hassasiyet üzerinden gelişen boşluğun mekân ve kütle biçimlenişindeki etkisi ile yatayda ve düşeyde yaratılan mekânsal zenginlik, cephe karakterinde yapısal elemanların vurgusu ve malzeme tercihlerindeki tavrı ile iç-dış mekân algısında oluşturulan tutarlı mimari sözü ve genel anlamda kamu yapılarının yerleşik üretilme biçimine getirdiği nitelikli önerme nedeniyle” 2018 Ulusal Mimarlık Ödülleri’nde “Yapı Dalı Ödülü”ne değer görüldü. Yazar, kamu yapılarının “idari erki temsil eden” dilinin aksine, bu yapının şeffaflığı ile sokak ölçeğine yakınlaşmayı önemsemesine dikkat çekiyor.
  • Öğe
    Deciphering the Informal: Border Trade Leftovers and the Tandoori House
    (S.ARCH Conferences and AWARDs, 2023) Ataş, Zeynep
    Rural settlements on the south-eastern part of Turkey, along the D-400 transnational trade route to Syria and Iraq, are widely characterized by user-built, makeshift additions to the main buildings. With the reuse of left-over materials from border trade trucks, such as fuel tanks,tires, pallets, truck trailer tarps integrated with regular building materials like mud, stone and briquette in certain ways, auxiliary spaces of everyday life such as tandoori houses, poultry houses, garages, storage units, sheep pens, garden fences and walls, some in quiet sophisticated forms, are built by the locals themselves. In this context, this research aims to analyze the architectural knowledge embodied in these additions, just as another form of informal genius involving, in this part of the world, border trade leftovers. An analysis of this kind involves transnational trade politics and economics, circular economy, local socio-economic structure in macro scale, and integration and reuse of materials, formation processes, methods of construction and articulation within the existing environment in micro-scale. In order to create a basis for the analysis an inventory of these additions is formed, documenting each on an interactive map with 3D models, plan-section-elevation drawings, construction and material composition diagrams. Such a work is believed to be important to shed light on the informal and to add on to a limited number of research that expands our knowledge on this fluid, unstable and under-explored form of architectural knowledge.
  • Öğe
    An exploratory method for an alternative narrative of housing history in Istanbul
    (University of Toronto Press Inc., 2016) Ataş, Zeynep
    Analysis and visualization of spatial data has proven to be an effective tool in communicating apparent or latent spatial information in an efficient way. Here a specific data processing and visualization method is employed in creating an original base for a nonlinear historical narrative of a specific urban phenomenon. Housing development in Istanbul is selected as a case to be explored through a heuristic method involving correspondence analysis (COA) complemented by clustering methods and Bertin's graphics theory. COA is an exploratory method for cross-tabular data analysis, which facilitates the interpretation of data by visualizing the relative relationship between its variables. Two sets of data on the shares of the state, the private sector, and housing cooperatives in housing development in Istanbul between 1987 and 2007 have been processed by COA. The outputs of the process are correspondence maps and Bertin graphics. Maps create a basis for a spatiotemporal analyses of public and private housing development in Istanbul, while revealing certain relation networks and breaks in housing history that are not quite perceptible by looking at the data tables only. Thus, drawing upon the discoveries from the maps, a nonlinear narrative of housing history is proposed as a collection of several thorough analyses of the discoveries within the economic, political, and social setting particular to this geography.