Dış Ticaret Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Enerji Tüketimi, Küreselleşme ve Ekonomik Büyüme Arasındaki İlişki: Seçilmiş Yükselen Piyasa Ekonomileri İçin Bir Nedensellik Analizi
    (İktisat Politikasi Araştırmaları Dergisi, 2022) Emek, Ömer Fazıl; Atay Polat, Melike
    Yapılan bu çalışmanın amacı, enerji türlerine göre ayrıştırılan yenilenemez ve yenilenebilir enerji tüketimi, küreselleşme ve ekonomik büyüme ilişkisini 1990-2018 yılları arası yükselen 15 piyasa ekonomisi ülkeleri için incelemektir. Bu değişkenler arasında herhangi bir ilişkinin varlığını tespit etmek adına panel veri analizi teknikleri kullanılmıştır. Dumitrescu ve Hurlin (2012) nedensellik testinden elde edilen bulgulara göre (i) yenilenebilir enerji tüketimi ile ekonomik büyüme (ii) yenilenemez enerji tüketimi ile ekonomik büyüme ve (iii) küreselleşme ile ekonomik büyüme arasında çift yönlü nedenselliğin varlığı tespit edilmiştir. Örneklem olarak ele alınan yükselen piyasa ekonomisi ülkelerinde enerjinin, gerçekleştirilen üretim ve hizmet faaliyetlerinden doğan ekonomik büyümenin önemli bir girdisi olduğu, aynı zamanda ekonomik faaliyetler sonucunda ortaya çıkan ekonomik büyümenin de enerji tüketimini artırdığı tezini desteklemektedir. Ayrıca bu ülkelerde artan küreselleşme eğilimi ekonomik büyümeyi, ekonomik büyüme de daha fazla küreselleşmeyi tetiklemektedir. Genel olarak bu çalışmadan türlerine göre enerji tüketimi, küreselleşme ve ekonomik büyümenin birbirlerinin nedeni ve sonucu olduğu yönünde bir çıkarım yapmak mümkündür
  • Öğe
    Türkiye’de Yurt İçi Üretici ve Tüketici Fiyatları Üzerindeki Döviz Kuru Geçişkenliğinin İncelenmesi
    (İstanbul İktisat Dergisi, 2021) Emek, Ömer Fazıl; Düşünceli, Faruk; Doru, Ömer
    Bu çalışmanın amacı, Türkiye ekonomisinin 2005:1-2020:4dönemi için nominal döviz kuru değişimlerinin fiyat düzeyleri(TÜFE, ÜFE) üzerindeki etkisini ekonometrik yöntemlerle analizetmektedir. Bunun için 2005-2020 yılları arası Türkiye’ninçeyreklik enflasyon, döviz kuru, sanayi üretimi ve ithalat birimdeğer endeksi arasındaki kısa ve uzun dönemli eş bütünleşmeilişkileri analiz edilmiştir. Enflasyon oranını temsilen tüketici fiyatendeksi (tüfe) ve üretici fiyat endeksi (üfe) değişkenleri baz alınarakiki farklı model oluşturulmuştur. ARDL sınır testi sonuçlarına göreuzun dönemde ilk modelde, sanayi üretim endeksi, nominaldöviz kuru ve ithalat birim değer endeksindeki %1’lik bir artışsırasıyla tüketici fiyatlarında %0,37, %0,69 ve %0,58’lik artışa nedenolmaktadır. Diğer modelde ise nominal döviz kuru ve ithalat birimdeğer endeksindeki %1’lik bir artış sırasıyla üretici fiyatlarında%0,82 ve %0,73’lük artışa yol açmaktadır. Elde edilen bu bulgularagöre Türkiye’de yurtiçi tüketici fiyatları üzerinde döviz kuru, sanayiüretimi ve ithal fiyatların; yurt içi üretici fiyatları üzerinde ise dövizkuru ve ithal fiyatların anlamlı ve etkili olduğu tespit edilmiştir.Yine bu bulgular, döviz kurlarından hem yurt içi üretici hem deyurt içi tüketici fiyatlarına geçişkenliğin varlığını göstermektedir.Çalışmanın sonuçları konu hakkında yapılan literatüre paralellikgöstermektedir.
  • Öğe
    2. Uluslararası İzmir İktisat Kongresi Bildiri Kitabı
    (İKSAD Yayınevi, 2020) Karamatov, Ozodbeg; Emek, Ömer Fazıl
    Çeşitli akademik çalışmalardan derlenen bildiriler.
  • Öğe
    GELİR EŞİTSİZLİĞİ İLE ENFLASYON İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ: GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ÜZERİNE BİR PANEL VERİ ANALİZİ
    (2020) Emek, Ömer Fazıl
    Gelir eşitsizliği ile ilgili yapılan kantitatif çalışmalarda eşitsizliğe neden olabilecek makroekonomik faktörlerin etkilerini incelemek ve bu doğrultuda uygun bir gelir dağılımı politikası belirlemek sorunun çözümü için oldukça önemlidir. Literatürün ağırlıklı kısmında bu faktörlerin vergiler, kamu harcamaları vs. gibi mali unsurlar olduğu saptanmıştır. Ancak dolaylı belirleyiciler olarak nitelenen parasal kaynaklı unsurların gelir eşitsizliği üzerindeki etkisi hakkında literatüre belirsizlik hali hakimdir. Bunlardan biri de enflasyondur. Gelir eşitsizliği ile enflasyon ilişkisine dair iddia edilen temel dayanak, enflasyon oranlarındaki artışın düşük gelir gruplarının alım gücünü düşürdüğü ve bundan dolayı eşitsizliğin artışı ile sonuçlandığı yönündedir. İlişkinin bu özelliği varsayımlardan biri olarak kabul edilebilir. Ancak enflasyonun -düzeylerine, ekonomik birimlerin piyasalardaki konumuna, gelirin niteliğine, çeşitli gelir gruplarına, beklentilere göre vs.- gelir eşitsizliğinin artış/azalışına neden olabilecek yeniden dağıtım kanalları bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında yapılan araştırmanın amacı, enflasyonun gelir eşitsizliği üzerindeki etkisini gelişmiş ve gelişmekte olan ülke gruplarına göre incelemek, hangi kanallar vasıtasıyla geliri yeniden dağıttığını tespit etmektir. 17'si gelişmiş ve 18'i ise gelişmekte olan toplam 35 ülke için elde edilen sabit ve tesadüfi etkiler tahmincilerine göre her iki ülke grubunda da gelir eşitsizliği ile enflasyon ilişkisinin katsayı değeri negatiftir. Yani artan enflasyon oranları gelir eşitsizliğini azaltmaktadır. Ancak etki derecesi oldukça düşüktür. Bu bulgulara göre "enflasyonun" gelir dağılımı politikaları için dikkate değer bir belirleyici olmadığı görülmüştür.
  • Öğe
    ALTERNATİF BİR FİNANS KURULUŞU OLAN KATILIM BANKALARI VE ETKİNLİK ANALİZİ
    (2020) Emek, Ömer Fazıl
    Bu çalışmanın amacı, farklı bir banka türü olan katılım bankaları hakkında kavramsal ve teorik bilgi edinmek, örnek bir katılım bankasının bazı şubeleri hakkında uygulamalı bir çalışma yapmaktır. Bunun için Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz Bölgelerinde faaliyet yürüten 16 şube seçilmiş olup bu şubelerin kredibilitelik, piyasa payı ve karlılık gibi kriterler baz alınarak etkinlik/performans ölçümleri yapılmıştır. Teknik olarak etkinlik ölçme yöntemlerinden biri olan Veri Zarflama Analizi (DEA) ve temel Veri Zarflama Analizi (DEA) modellerinden BCC yaklaşımı kullanılmıştır.
  • Öğe
    GELİR DAĞILIMI POLİTİKALARININ OLUŞUMUNDA ENFLASYONUN ÖNEMİ
    (İKSAD Publishing House, 2020) Emek, Ömer Fazıl
    Gelir dağılımı eşitsizliği konusu ile ilgili yapılan kantitatif çalışmalarda gelir eşitsizliği ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen Simon Kuznets'in ve bu ilişkinin "ters-U" şeklinde bir eğri olduğunu iddia eden Kuznets eğrisi hipotezinin akademik yazında yadsınamaz bir önemi vardır. Bu hipotez ekonomik büyüme arttıkça gelir eşitsizliğinin de belirli bir seviyeye kadar artacağını, bu seviyeden sonra tersine dönerek azalmaya başlayacağını iddia etmektedir. Kuznets yapmış olduğu bu çalışma ile gelir eşitsizliğini etkileyen diğer unsurların da ele alınmasına önayak olmuştur. Yapılan araştırmalarda ekonomik büyüme, temel değişkenlerden biri olmakla beraber pek çok değişkenin de gelir eşitsizliği üzerindeki etkisi incelenmektedir. Bunlardan biri de enflasyondur. Başta fiyat istikrarını bozan, öngörülebilirliği ortadan kaldıran, yatırımları engelleyen, yoksullar üzerinde tehlike arz eden ve pek çok olumsuz koşulun ortaya çıkmasının nedeni olarak gösterilen enflasyonun aynı zamanda gelir dağılımını da bozarak eşitsizliği artırdığı sürekli dile getirilmektedir. Literatürdeki genel eğilim de bu yöndedir. Ancak enflasyonun ülkelerin gelişmişlik düzeyine, artış hızına, eşik değerine ve dönem aralığına bağlı olarak gelir eşitsizliğini farklı yönlerde etkileyebileceği; farklı kanallar aracılığıyla geliri yeniden dağıtabileceğini de düşünmek gerekir. Bu doğrultuda yapılan araştırmada, ideal bir gelir dağılımı politikasının oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla gelir dağılımı eşitsizliği üzerinde enflasyon ve diğer makroekonomik faktörlerin varlığı, etkisi ve yönü ampirik olarak analiz edilmiş ve enflasyonun hangi kanallar üzerinden geliri yeniden dağıttığı belirlenmeye çalışılmıştır. Ayrıca enflasyonun dikkate alınması gereken bir unsur olup olmadığına ilişkin analiz bulguları paylaşılmış; gelir eşitsizliği ile enflasyon arasındaki ilişkiyi belirleyen katsayı derecesi ve işareti teorik bilgiler bağlamında irdelenmiş ve yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Gelir Eşitsizliği ile Enflasyon İlişkisinin Gelişmişlik Düzeyine Göre Heterojen Panel Veri Modelleri ile Analizi
    (T. C. Sosyal Güvenlik Kurumu, 2020) Emek, Ömer Fazıl; Yerdelen Tatoğlu, Ferda
    Gelir eşitsizliğini etkileyen makroekonomik faktörlerin tespit edilmesi ve buna uygun bir gelir dağılımı politikası oluşturulması geçmişten günümüze tartışılan konulardandır. 1955 yılında Kuznets’in gelir eşitsizliği ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin “ters-U” şeklinde bir seyir izlediği yönündeki iddiası pek çok çalışmada sınanmıştır. “Kuznets hipotezi” ismiyle anılan bu çalışma, gelir eşitsizliğinin belirleyicilerinin neler olduğu yönündeki araştırmalara ön ayak olmuştur. Bu belirleyicilerden birisinin de enflasyon olduğu düşünülmekte ve gelir eşitsizliği ile enflasyon arasındaki ilişkinin incelenmesi konu hakkındaki literatürde önemli bir yer tutmaktadır. Enflasyonun sıklıkla alt gelir gruplarının alım gücünü düşürdüğü veya finansal piyasalarda geliri alt gelir gruplarından üst gelir gruplarına doğru yeniden dağıttığı kabul görmektedir. Oysaki enflasyonun artış hızına, gelirin eşik değerine, incelenen dönem aralığına, ele alınan ülke grubuna ve ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre farklı sonuçlarla karşılaşmanın da mümkün olduğu düşünülmelidir. Bu bilgilerden yola çıkarak bu çalışmanın amacı, öncelikle gelir eşitsizliği ile enflasyon arasındaki ilişkinin farklı gelişmişlik düzeyindeki ülkelere göre varlığını sınamak, böyle bir ilişkinin varlığı halinde yönünü ve işaretini tespit etmek, ayrıca enflasyonun geliri, hangi kanallar üzerinden yeniden dağıttığını belirlemektir. Bu kapsamda 58 ülke ve 1991-2018 yıllarına ait verilerle gelişmişlik düzeylerine göre heterojen panel veri analizi yapılmış ve elde edilen bulgulara göre gelişmekte olan ülkelerde enflasyon oranının gelir eşitsizliği üzerindeki etkisinin negatif ve anlamlı olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    5. GENİŞLEME SÜRECİ VE SONRASI AB’YE ÜYE OLAN ÜLKELER İLE TÜRKİYE’NİN EKONOMİK ETKİNLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI: VERİ ZARFLAMA ANALİZİ (VZA)
    (Artuklu Kaime Uluslararası İktisadi ve İdari Araştırmalar Dergisi, 2019) Emek, Ömer Fazıl
    Bu çalışmanın amacı, AB’ye aday konumunda olan Türkiye’nin, 5. Genişleme süreci ve sonrasında AB’ye üye olan ülkeler ile karşılaştırmalı ekonomik etkinliğini tespit etmek ve etkin konumunu belirlemektir. Yapılacak ekonomik performansın ölçümünde yöntem olarak Veri Zarflama Analizi (VZA) kullanılmıştır. Yapılan çalışmada Karar Verme Birimleri (KVB), 5. Genişleme süreci ve sonrasında AB’ye üye olan ülkelerle birlikte aday ülkeler, potansiyel aday ülkeler ve adaylıktan geri çekilen İzlanda dahil olmak üzere toplam sayısı 21’dir. Bu ülkelerin etkinlik sonuçları, girdi odaklı CCR ve BCC metotları ile ölçülmüş olup etkin olmayan ülkeler için istatistiksel olarak potansiyel iyileştirme oranları hesaplanmıştır. CCR-BCC model sonuçlarının tamamında etkin olan ülkelerin: Türkiye, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Estonya, Karadağ, Kosova ve İzlanda; hiçbirinde etkin olmayan ülkelerin ise: Macaristan, Letonya, Litvanya, Malta, Güney Kıbrıs, Bulgaristan, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan ve Bosna Hersek olduğu tespit edilmiştir.