Sosyal Hizmet Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 35
  • Öğe
    Assessment of preoperative anxiety and negative automatic thoughts in patients waiting for corneal transplantation
    (Publishing Office of the University of Rzeszow, 2024) Tanrıverdi, Seher; Şen, Mehmet Ali; Genç, Hasan
    Introduction and aim. In patients waiting for organ transplantation, increased waiting time can increase anxiety by creating negative automatic thoughts. The aim of this study is to examine the relationship between corneal transplant recipients' negative automatic thoughts and anxiety before organ transplantation. Material and methods. The population of this correlational descriptive study consisted of 108 patients waiting for cornea transplantation in the Eye Bank unit of a hospital in the south east region of Türkiye. The data were obtained from the patients presented to the ophthalmology clinic for transplantation between September and December 2022. A patient information form, the Negative Automatic Thoughts Scale, and the Trait Anxiety Scale were used to collect the data. Percentage distribution, arithmetic mean, logistic regression and correlation analysis were used in the data analysis. Results. It was determined that the mean score of the negative automatic thoughts of the transplant patients participating in the study was 100.69±47.83, and the trait anxiety mean score was 53.06±6.07. There was a positive relationship between negative automatic thoughts and trait anxiety at a moderate level, which was statistically significant (p<0.05, r=0.53). Conclusion. It was determined in the study that the patients' negative automatic thoughts and trait anxiety were high, and their anxiety increased as the negative automatic thoughts increased.
  • Öğe
    The effect of virtual rainforest and a white noise mobile application on satisfaction, tolerance, comfort, and vital signs during arthroscopy
    (Churchill Livingstone, 2024) Genç, Hasan; Tanriverdi, Seher; Sait Akar, Mehmet
    Background and purpose: This study was conducted to investigate the effect of Virtual Rainforest (VRF) and a White Noise (WN) mobile applications on patient satisfaction, tolerance, comfort, and vital signs during arthroscopic knee surgery. Methods: This is a randomized, controlled, interventional study. The study was completed with a total of 93 participants, 31 in the VRF group, 31 in the WN group, and 31 in the control group. Data were collected using a Patient Information Form and a Visual Analog Scale for satisfaction, tolerance, and comfort. Results: The results of study showed that there were significant increases in tolerance, satisfaction, comfort, respiratory rate, and oxygen saturation levels and significant decreases in heart rate, systolic and diastolic blood pressures in both VRF and WN groups (p < .05). In the control group, no significant difference was found between the means of the variables before and after the procedure (p > .05). Conclusion: According to the results of the study, VRF and WN applied during the arthroscopy procedure increased satisfaction, tolerance, and comfort in patients and had a positive effect on vital signs. Trial and protocol registration: ClinicalTrials.gov, NCT05992714.
  • Öğe
    Determination of body image and self-efficacy levels in patients after cornea transplantation
    (Elsevier, 2024) Genç, Hasan; Tanrıverdi, Seher; Şen, Mehmet Ali
    Purpose: The study aimed to determine body image and levels after surgery in cornea transplant patients. Materials and methods: The population of this cross-sectional study was composed of 383 patients presented to the Eye Bank unit of a University Hospital after corneal transplantation. Sample size of 193 patients was calculated with 0.5 power, a margin of error of 5%, representing 95% of the universe. The data were collected through face-to-face interviews with the patients by the researcher and the study was completed with 178 patients in September-November 2022. The data were collected using a Patient Information Form, the Body Image Scale, and the General Self-Efficacy Scale. Parametric tests, Pearson Correlation, Student's t-test, and One-Way Analysis of Variance tests were performed were used in the data analysis. Results: It was determined that the mean Body Image Scale score of the transplant patients participating in the study was 159.41 ± 36.99 and the mean Self-Efficacy Scale score was 30.37 ± 8.31. When the comparison of the mean scores was examined, the difference between the mean scores of gender, marital status, occupation, and body image scale was statistically significant (p < .05), while the difference between the self-efficacy mean scores was not statistically significant (p > .05). There was a positive, moderately strong significant relationship between body image and the self-efficacy of the patients (p < .01) (r = .57). Conclusion: It was found that the patient's body image and self-efficacy levels were high, and self-efficacy increased as the body image increased.
  • Öğe
    Enteral Beslenme Uygulamaları
    (Akademisyen Kitabevi, 2021) Baran, Leyla
    AMAÇ: Nazogastrik tüp uygulamasında aşağıdaki amaçlar yer almaktadır: Mideye doğrudan bazı maddeler vermek; • Besin alımında sorun olan, ancak sindirim ve emilim bozukluğu olmayan bireyleri tüp aracılığıyla beslemek (gavaj), • Mide kanamasını durdurmak için buzlu su vermek, • Zehirli maddeleri nötralize etmek için ilaç ya da su vermek, • Kontrast madde vermek, Mide içeriğini boşaltmak; • Kaza ya da kasıtlı olarak alınan zehirli maddeleri veya aşırı dozda alınan ilacı dışarı çıkarmak, mideyi yıkamak (lavaj), • Majör travma ya da cerrahi sonrası aspirasyonu önlemek için mide içeriğini dışarı almak, • Kardiyopulmoner resusitasyon sırasında midede biriken havayı çıkarmak, • Bulantı ve kusmanın önlenmesi için mide içeriğini boşaltmak, • Midedeki sıvı ve gazları boşaltarak mide basıncını azaltmak (dekompresyon), • Mide kanamasında mide içeriğini boşaltmak, • Bağırsak tıkanıklığında ve diğer gastrointestinal hastalıklarda gerginliği azaltmak, Mide işlevini ya da içeriğini test etmek; • Laboratuvar incelemesi için mide içeriğinden numune almak (gastrik analiz/ mide tubajı), • Mide basıncını veya motor sistemin etkinliğini test etmek.
  • Öğe
    Acil Serviste Hasta Güvenliği
    (Nobel Akademik Yayıncılık, 2023) Baran, Leyla
    Özet Acil servis; acil sağlık hizmeti ihtiyacı olan hastalara sağlık hizmeti sunulan poliklinik ve yataklı servis işlevi görebilen sağlık tesisi bölümüdür. Tüm gün kesintisiz olarak acil sağlık hizmeti veren acil servisler doğal olarak hastane içinde en fazla karmaşanın olduğu yerlerdir. Acil servisler hasta güvenliği açısından oldukça riskli servislerdir. Tıbbi hata, hastaya sunulan sağlık hizmetleri sırasında ortaya çıkan herhangi bir olumsuzluğun nedeni olup sağlık kurumlarının ve çalışanlarının yetersiz bilgisi, beceri eksikliği, deneyimsizliği veya ilgisizliği sonucunda gerçekleştirdikleri, kabul gören uygulama standartlarının altında kalan tedavi ve işlemler sonucunda, hastanın zarar görmesine, yaralanmasına veya ölümüne neden olan, çoğunlukla mesleki ihmalle ortaya çıkmış zararlardır. Kontrol edilemeyen iş yükü, öngörülemeyen çok sayıda hasta, tedavi ve bakıma farklı disiplinlerden çok sayıda sağlık profesyonellerinin katılımı acil servislerde hata için risk faktörüdür. Hasta güvenliğinde temel hedef; sağlık hizmetleri sunumu sırasında tıbbi hataları engelleyerek hatalar nedeniyle hastayı olası zararlardan koruyacak ve hata olasılığını ortadan kaldıracak bir sistemin kurulmasıdır. Hasta güvenliğindeki ortak eksiklikler; yetersiz iletişim, liderlik, ekip çalışması ve güvenlik süreçleri konusunda yetersiz bilgilendirmeler, advers olayların analizlerindeki ve raporlamadaki eksiklikleri içerir. Tıbbi hataların önlenmesinde hasta güvenliği kültürünün geliştirilmesi önemli faktörlerin başındadır. Sağlık kurumlarında güvenlik kültürü; bireysel ve ekip olarak sağlık profesyonellerinin hasta güvenliği konusunda bilinçlenmelerini ve hastaların zarar görmelerini önlemeyi/zarar veren durumların oluşmamasını hedeflemektedir. Sağlık hizmetlerinde meydana gelen hataların tanımlanmasını ve bu hatalardan dolayı hastaların zarar görmesinin engellenmesini sağlayan en önemli yöntem, tıbbi hataların raporlanması ve analizidir. Hasta güvenliği kültürünün oluşturulması ve yaygınlaştırılması, sağlık kurumlarında tıbbi hataları azaltacak organizasyonların oluşmasını sağlayacak ve bu şekilde hem sağlık çalışanları hem de hastaların zarar görmesi engellenmiş olacaktır.
  • Öğe
    THE DETERMINATION OF NURSING DIAGNOSIS AND PROCESSKNOWLEDGE OF NURSING SENIOR STUDENTS
    (2023) Özdemir, Handan; Baran, Leyla
    ABSTRACT The study was conducted to eliminate the use of nursing diagnosis and process knowledge by senior nursing students. The research was carried out on 71 senior nursing students who had practice experience in different clinics before. The data were gathered by using the “Individual identification form” and “Nursing diagnosis and process knowledge Form”. It was found that the mean age of the students was 22.61±1.35, 53.5% were female, 32.4% preferred the nursing profession. While 94.4% of the students reported that a nursing diagnosis was necessary, 33.8% of them stated that they found themselves at a sufficient level in determining a nursing diagnosis. Although approximately half of the students knew the types of nursing diagnosis, only 2.8% of them knew the collobrative diagnosis. While 59.2% of the students were able to list all the stages of the nursing process, it was determined that 47.9% of them found themselves partially sufficient in the practice of the nursing process. Most of the students stated that they had the most difficulties in the assessment phase of the nursing process and that they applied the most comfortable evaluation phase.
  • Öğe
    INVESTIGATION OF THE RELATIONSHIP BETWEEN DOSAGECALCULATION SKILLS AND SELF-EFFICACY LEVELS OF NURSING ANDMIDWIFERY STUDENTS.
    (2023) Baran, Leyla; Öztürk, Huri
    Giriş: Öz-etkililik-yeterlik ve ilaç dozu hesaplama arasındaki ilişkiye dair yapılan araştırmalar sınırlıdır, ancak mevcut çalışmalar becerilerine güvenen bireylerin ilaç dozlarını daha doğru bir şekilde hesapladığını göstermektedir. Amaç: Bu çalışmanın temel amacı, hemşirelik ve ebelik öğrencileri arasında ilaç dozu hesaplama becerileri ile öz-etkililik-yeterlik düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla, çalışma, her iki öğrenci grubunun ilaç dozu hesaplama beceri (IDHB) testi performanslarını ve öz-etkililik-yeterlik düzeylerini değerlendirmeyi ve karşılaştırmayı hedeflemiştir. Metodoloji: Tanımlayıcı bir çalışma tasarımı kullanılmıştır. Yöntemler: Çalışma, Mardin Artuklu Üniversitesi hemşirelik ve ebelik programlarından Nisan ve Mayıs 2022 tarihleri arasında 370 öğrenciyi (Hemşirelik: 195, Ebelik: 175) içermektedir. Öğrenciler belirli bir örnekleme yöntemi kullanılmadan gönüllülük esasına dayanarak çalışmaya dâhil edilmiştir. Veriler, öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini içeren bir birey tanıtıcı bilgi formu, araştırmacılar tarafından oluşturulan 30 sorudan oluşan bir İlaç Dozu Hesaplama Beceri (IDHB) testi ve Sherer (1982) tarafından geliştirilen ve Gözüm ve Aksayan (1999) tarafından Türkçeye uyarlanan 23 maddelik Öz- Etkililik-Yeterlik Ölçeği (ÖEYÖ) kullanılarak toplanmıştır. Demografik veriler, IDHB test performansı ve öğrencilerin öz-etkililik-yeterlik düzeyleri tanımlayıcı istatistikler kullanılarak analiz edilmiştir. ÖEYÖ, minimum 23 ve maksimum 115 puan aralığına izin verir ve daha yüksek toplam puan daha yüksek öz-etkililik-yeterlik algısını gösterir. Öğrencilerin IDHB performansı 30 soruluk bir testle değerlendirilmiştir. Tanımlayıcı istatistiklerden sayılar ve yüzdelerin rapor edilmesinin yanı sıra, Mann Whitney U testi, iki bağımsız grup (hemşirelik ve ebelik öğrencileri, üçüncü ve dördüncü sınıf öğrencileri) arasında karşılaştırma yapmak için uygulanmıştır. Ayrıca, ÖEYÖ’nin her alt boyutunun normal dağılımı, Kolmogorov-Smirnov ve Shapiro-Wilk testleri kullanılarak test edilmiştir. Hemşirelik ve ebelik öğrencileri arasındaki öz-etkililik-yeterlik ile doz hesaplama becerileri arasındaki ilişkiyi değerlendirmek için parametrik olmayan Spearman sıra korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Bulgular: Çalışmaya toplamda 195 öğrenci gönüllü olmuştur (Hemşirelik: 102, Ebelik: 93; Üçüncü Sınıf: 108, Dördüncü Sınıf: 87). Her iki grup da benzer sosyodemografik özelliklere sahipti ve çoğunlukla kadın öğrencilerden (% 79,5) oluşmaktadır. Grubun ortalama yaşı yaklaşık olarak 22.22±1.54 (min- maks=20-32) bulundu. Hemşirelik öğrencilerinin ortalama IDHB test puanları 13.33±2.819, ebelik öğrencilerinin ortalama puanları 14.37±2.125, üçüncü sınıf öğrencilerinin ortalama puanları 13.46±2.541 ve dördüncü sınıf öğrencilerinin ortalama puanları 14.28±2.523 idi. Her iki grup arasındaki farklar Mann Whitney U testine göre istatistiksel olarak anlamlıydı (z=-2.180, p=0.029 ve z=-2.804, p=0.005, sırasıyla). Tüm grubun Öz-etkililik-yeterlik ölçeği ortalama toplam puan 75.95±9.929 idi, bu da yüksek bir öz-etkililik-yeterlik düzeyini göstermektedir. Spearman Korelasyonu sonuçlarına göre, öz-etkililik-yeterlik düzeyleri ile doz hesaplama becerileri arasında düşük düzeyde pozitif bir ilişki bulunmuştur (r=0.137, p=0.057), ancak bu istatistiksel olarak anlamlı değildir. Sonuç: Bu çalışma, hemşirelik ve ebelik öğrencileri arasında doz hesaplama becerileri ile öz- etkililik-yeterlik düzeyleri arasında düşük düzeyde pozitif bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle, öğrencilerin öz-etkililik-yeterlik ve İDHB test performanslarını artırmak için etkili eğitimsel müdahaleleri araştırmak faydalı olacaktır. Ayrıca, gelecekteki çalışmaların genel öz-etkililik-yeterlik testleri kullanmak yerine daha spesifik olarak aritmetik öz yeterlik matematik anksiyetesi gibi ölçücü testlerle İDHB performansı arasındaki ilişkiyi incelemesi yararlı olabilir.
  • Öğe
    THE USE OF BLENDED LEARNING IN TURKISH NURSING EDUCATION:A SCOPING REVIEW
    (2023) Öztürk, Huri; Baran, Leyla
    ABSTRACT Background: The literature emphasizes the integration of innovative techniques alongside traditional learning in nursing education, especially heightened during the Covid-19 pandemic when in-person classroom-based learning faced limitations. This study aims to explore what extent blended learning (BL) has been employed in nursing education in Türkiye. Aims: This research aims to map the academic literature of existing research and debates about using BL in nursing education in the Turkish context and guide Turkish nursing educators by identifying and demonstrating existing evidence around BL techniques. Design: Scoping review. Methods: Prior to commencing the review, the scoping review methodological guidance provided by Peter et al. (2020) was diligently followed. To ensure clarity and structure, a protocol was developed, outlining the study’s objectives, research questions, search strategy, data sources, and search keywords. The scoping review was conducted following the five-stage framework proposed by Arksey and O’Malley (2005), which included identifying research questions, identifying relevant studies, study selection, data extraction, mapping, charting, collating, and summarising the results. To enhance the robustness of the methodology employed, the reporting of the scoping review adhered to the PRISMA extension for Scoping Reviews (PRISMA-ScR) checklist by Tricco et al. (2018). This scoping review drew on Google Scholar and PubMed databases to search for relevant literature regarding blended learning in nursing education in Türkiye. To access a relevant and representative sample of the current literature, both English and Turkish keywords related to blended learning were searched for the last 5 years of time period. All study types were included for analysis. Results: The analysis included a total of 34 papers (in both Turkish and English languages). These studies presented evidence and discussions on the effectiveness and satisfaction levels associated with various BL techniques, such as distance learning, flipped classroom, web-based learning, and online education, across diverse nursing fields. Conclusion: The findings suggest that BL is partially utilized in undergraduate nursing programs in Türkiye, but there is room for improvement in its implementation and integration.
  • Öğe
    Hemşirelerin Deprem Kaygısının Stres Düzeyine Etkisinin İncelenmesi
    (30.04.2023) Baran, Leyla; Işık, Zozan
    Bu araştırmanın amacı hemşirelerde deprem sonrası oluşan travmanın stres düzeyine etkisinin incelenmesidir. Araştırmanın evrenini Mardin Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan 430 hemşire oluşturmaktadır. Örneklemi ise, araştırmanın içleme kriterlerine uyan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 248 hemşire oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplamak için; Birey Tanıtıcı Bilgi Formu, Deprem Sonrası Travma Düzeyini Belirleme Ölçeği (DSTDBÖ) ve Hemşire Stres Ölçeği (HSÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden ve parametrik olan ve parametrik olmayan verilerde kullanıma uygun korelasyon tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırmaya katılan hemşirelerin yaş ortalaması 29.93±6.36 (Min-Max=21-60) olup, %62.5’i kadındır. Hemşirelerin %59.3’ü depreme mesai saatinde denk gelmiş olup %71.8’i deprem anında ne yapılması gerektiğini bildiğini belirtmiştir fakat sadece %10.1’i deprem anında ne yapması gerektiğini açıkça ifade etmiştir. HSÖ’den alınan toplam puan ortalaması= 83.84±18.50’dir (Min-Max=38-136) ve DSTDBÖ’dan alınan toplam puan ortalaması= 59.14±13.80 (Min-Max=26-92) olarak hesaplanmıştır. Hemşirelerde deprem kaygısı ile stres düzeyi arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu belirlenmiştir (r=0.319). Ayrıca hemşirelerin %63.3’ü en az bir depremzedeye bakım verdiğini belirtip, %62.1’i hastanın depremzede olmasından kaynaklı bakımlarının etkilendiğini belirtmiştir. Hemşirelerin %36.7’si depremde en az bir kayıp yaşadığını, 60.1’’i korku nedeniyle deprem bölgesinde çalışmak istemediğini belirtmiştir. Öte yandan hemşirelerin %61.7’si eğitim hayatında, %43.1’i meslek hayatında doğal afetlerle ilgili eğitim aldığını belirtmiş olup, sadece %0.8’i deprem anında soğuk kanlılığını koruyabildiğini bildirmiştir. Hemşirelerin %96’sında mevcut durumda doğal afetlerle ilgili eğitim almak isteği saptanmıştır. Normal şartlarda mesleğini sürdürürken birçok stres faktörüyle mücadele eden hemşireler deprem sonrasında; depremzede oldukları halde insani ve mesleki değerler doğrultusunda diğer depremzedelere bakım vermiş ve yakınlarını kaybetme sonrası yas süreçlerini ertelemişlerdir. Bu durum sonucunda, hemşirelerin fiziksel ve ruhsal travma düzeylerindeki artışın stres düzeylerini etkilemesi kaçınılmaz bir sonuçtur.
  • Öğe
    Adaptation and Future Expectations of Syrian Refugees Living in Mardin: Comparison Between 2014 and 2021
    (2022) Apak, Hıdır
    The aim of this study is to reveal the changes to the adaptation process for Syrian refugees over the years and to determine their future expectations. The study represents a quantitative research effort in which the survey model was used. In this study, the integration and future expectations of Syrian refugees were examined comparatively for two samples showing similar characteristics in two different time periods. The research is descriptive in order to understand and make sense of the change in Syrian refugees' adaptation, and their future expectations. The study sample consists of 178 Syrian refugees living in Mardin, Turkey since 2013. It was determined that the majority did not have difficulties adapting to Mardin, Turkey and there has been a negative change in their adaptation status over the years. The main result of the study with regard to future expectations is that the majority of the participants complained about the "uncertainty" they experienced, let alone drawing a positive picture of what kind of future awaits them. It has also been determined that this uncertainty has increased compared to 2014. The present study is valuable in that it reveals various results within a relational analysis model.
  • Öğe
    Kırsal Alanda Yaşayan Yaşlılarda Sosyal Dışlanma: Sosyodemografik Değişkenlerle İlişkiler
    (2021) Apak, Emrah; Apak, Hıdır; Doğan, Beyhan
    Bu çalışma, Türkiye’de kırsal alanda yaşayan yaşlı bireylerin yaşadıkları sosyal dışlanma durumlarını çeşitli sosyodemografik değişkenlerle açısından incelenmesini amaçlamaktadır. Çalışmadan elde edilen verilerin ve ortaya konulan önerilerin başta alan çalışanları olmak üzere, politika yapıcılara, öğretmenlere katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bu çalışma, tarama modelinin kullanıldığı nicel bir araştırmadır. Araştırmanın örneklemini Bingöl’de nüfusu on binin altında olan yerleşim yerlerinde ikamet eden 276 yaşlı birey oluşturmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak; araştırmacılar tarafından hazırlanan sosyo-demografik anket formu ve Yaşlılarda Sosyal Dışlanma Ölçeği kullanılmıştır. Veriler ANOVA, Tukey, t testi ve çoklu regresyon ile analiz edilmiştir. Kırsal alanda yaşayan yaşlıların sosyal dışlanma puanlarında farklılaşmaya yol açan faktörler; gelir durumu, eğitim düzeyi, sağlık durumları ve bir ulaşım aracına sahip olma durumudur. Kurulan çoklu regresyon modelinde araba durumu, sağlık durumu ve aylık gelirin sosyal dışlanma düzeyi üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışmanın çıktıları, kırsal alanda yaşayan yaşlılara uygulanacak sosyal politikalar geliştirilmesine yönelik kılavuzlar da sağlamaktadır.
  • Öğe
    YAŞLILARDA SOSYAL DIŞLANMA ÖLÇEĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ: GEÇERLİK VE GÜVENİRLİK ÇALIŞMASI
    (2020) Apak, Emrah; Apak, Hıdır
    Yaşlılık dönemi özelliklerinden kaynaklı olarak meydana gelen çok boyutlu sorunlardan bir tanesi sosyal dışlanmadır Bu çalışma yaşlıların sosyal dışlanma süreçlerini anlamak için tasarlanmış "Yaşlılarda Sosyal Dışlanma Ölçeği”nin geliştirilmesi amacını taşımaktadır. Çalışmaya 600 yaşlı birey dâhil edilmiştir. Ölçeğin yapı geçerliliğinin saptanmasında açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri kullanılmıştır. Ölçeğin yapı geçerliğini belirlemek için kullanılan açımlayıcı faktör analizinden sonra 22 maddeden ve dört faktörden (maddi yoksunluk, enformel sosyal destekten yoksunluk, ulaşım ve finansal hizmetler, çevre dışlanması) oluşan bir yapı elde edilmiştir. Ölçeğin açıkladığı toplam varyans oranı %55.90’dır. Ölçekteki maddelerin faktör yükleri .54 ile .85 arasında değişim göstermektedir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin yeterli uyum indeksi değerlerine sahip olduğu doğrulanmıştır. Ölçeğin alt boyutlarının güvenirlik katsayılarını belirlemek için hesaplanan Cronbach Alpha katsayıları .71 ile .89 arasında değişim göstermektedir. Tüm geçerlilik ve güvenilirlik analizlerinin sonucu olarak, Yaşlılarda Sosyal Dışlanma Ölçeği’nin yaşlıların yaşadıkları sosyal dışlanmanın saptanmasında kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu ortaya konmuştur.
  • Öğe
    Gerontolojiye Yunan Mitolojisinden Bakmak
    (2020) Apak, Hıdır
    İnsanlık tarihi, geçmişin mirasını paylaşıp üzerine eklenen yenilik ve değişikliklerle şekillenmeye devam etmektedir. Bu durum kendini, insan yaşamının bir evresi olan yaşlılıkta da göstermektedir. Yaşlılık, kronolojik yaşın ilerlemesine paralel olarak biyolojik, psikolojik ve sosyolojik boyutlar kazanan bir dönem olarak tanımlanabilir. Tarihin başlangıcından beri, yaşlanma süreci ve ölümün üstesinden gelmeye ilişkin çabalar insanların sözlü tarihinin ve kültürünün en önemli birleşimlerinden olan mitlerde de yer almıştır. Yaşlanma sürecine ilişkin mitlerle ruhsal bir derinlik ve temel insanlık geleneklerini eklemek, gerçekçi ve kalıcı sonuçlar ortaya koyacaktır. Yunan mitolojisi kültür veya bölgeden bağımsız olarak, gerontolojinin daha iyi anlaşılması için değerli bir bilgi kaynağı olarak görülebilir. Bu çalışma, Antik Yunan mitolojisinin imgesel ufkundan yola çıkarak gerontolojiye yansımalarını tartışmaktadır. Çalışmada gerontoloji ile mitoloji ilişkisi Yunan mitolojisi üzerinden incelenmiştir. Yaşlılık ile ilgili mitolojik referanslar, mitoslar ve Tanrılar üzerine analizler yapılmaya çalışılmıştır. Yunan mitolojisinde yaşlılık tedavi edilmesi ve savaşılmesı gereken, insanın başına musibetler açan, ölümsüzlüğü engelleneyen, istenmeyen ve güçsüzlük olarak tanımlanmaktadır. Bu mitolojik anlatılardan bazıları bugün hala yaşlılık olgusunu anlamada ışık tutmaktadır.
  • Öğe
    KONJENİTAL HASTALIKLAR İLE İLGİLİ CERRAHİ GEÇİREN HASTALARDA BAKIM
    (Ankara Nobel Tıp Kitabevleri, 2023) Tanrıverdi, Seher
    Tek yumurta ikizleri hariç, insanlar tıpatıp birbirine benzemezler, aralarında bazı farklılıklar vardır. Farklılıkları göze çarpar şekilde belirgin olmayan ve fonksiyon bozukluğu yapmayan değişiklikler, biyolojik varyasyon olarak değerlendirilir. Eğer sapmalar belirgin ve fonksiyon bozukluğu yapmakta ise buna doğumsal deformite veya anomali adı verilir. Ülkelerin gelişmesiyle insan sağlığına verilen önemin artması, paradoksal bir durum yaratarak anomalili çocuklara sahip olmalarını sağlamıştır. Fazla ilaç kullanma, çevre kirliliği, radyolojik madde ve X- ışınlarının günlük yaşamımıza girmesi doğumsal anomalilerin gittikçe artmasının diğer başlıca nedenleridir. Doğuştan deformiteler prenatal dönemde primer veya sekonder olarak oluşur. Primer anomaliler daha sık olarak görülmektedir. Bunları oluşturan nedenler genetik ve genetik olmayanlar olarak ikiye ayrılır. Genetik olmayan nedenler, beslenme ve endokrin bozuklukları, vitamin eksiklikleri, anoksi, radyasyon ve virütik hastalıklardır. Sekonder anomaliler önceleri normal olan fetus üzerine, intrauterin yaşam döneminde, ekstra embriyonik olarak gelen etkilerle oluşmaktadır. Amnios sıvı azlığına bağlı anormal basınçların neden olduğu anormaliler bu gruptadır. Bu etkiler genellikle gebeliğin son iki trimestrinde oluşmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye’xxdeki Mültecilere Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımı
    (DergiPark, 2018) Tanrıverdi, Seher; Söylemez,Neslihan; Tanrıverdi,Ömer; Dilekçi,Çelebi
    Sağlık ve hastalık aynı zamanda kültürel olgular olduğundan bu terimler her toplumda aynı anlamları taşımamaktadır. Toplumlar arasında farklılık gösteren kültür olgusu bireylerin hastalık, sağlık, mutluluk ve hüzün gibi durumlara yaklaşımını etkilemektedir. Toplumdaki farklı kültür yapılarındaki bireylerin sağlık bakımı algılarını etkileyen hemşirelik, bu konuda çok önemli bir yere sahiptir. Bu derleme makale ile Türkiye'deki mültecilere transkültürel hemşirelik yaklaşımı incelenerek literatüre katkı sağlamak amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Öğrenci Hemşirelerin Kesici-Delici Tıbbi Aletleri Güvenli Kullanımına Yönelik Tutumlarının Belirlenmesi
    (DergiPark, 2021) Soylu,Dilek; Soylu,Ayşe; Tanrıverdi,Ömer; Tanrıverdi, Seher; Aksu,Ekrem
    Amaç:Araştırmamız, öğrenci hemşirelerin kesici-delici tıbbi aletleri güvenli kullanımına yönelik tutumlarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı. Hastalar ve Yöntem:Verilerin toplanmasında, sekiz sorudan oluşan öğrencilere ait tanıtıcı özellikler içeren öğrenci bilgi formu, sağlık çalışanlarının kesici-delici tıbbi aletleri güvenli kullanımına yönelik tutum ölçeği kullanıldı. Araştırmada elde edilen verilerin değerlendirilmesinde, sayı, yüzdelik dağılım, ortalamalar, İndependet-sample t-test, One-way ANOVA testi kullanıldı. Bulgular:Öğrencilerin ölçekten aldıkları puanların bağımsız değişkenler ile karşılaştırılmasına ilişkin bulguların incelenmesinde; 21 yaş ve üzeri öğrencilerde duyuşsal, kadınlarda davranışsal, 4. sınıf öğrencilerde bilişsel, eğitim alanlarda ise davranışsal alt ölçek puanı ve toplam ölçek puan ortalamalarının anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı (p<0.05). Sonuç:Yaşı ve klinik deneyimi artan, eğitim alan öğrencilerin kesici-delici tıbbi aletleri güvenli kullanımına yönelik tutumlarının da arttığı belirlendi. Klinik uygulamaya başlamadan önce öğrencilere eğitim verilmesi, hastane yönetimlerinin kesici delici alet yaralanmalarını önlemeye yönelik kurum politikaları geliştirmesi ve yaygınlaştırması önerilebilir.
  • Öğe
    COVID -19’ un sağlık çalışanlarının ruh sağlığına etkisi ve ruhsal travmaların önlenmesi
    (DergiPark, 2021) Tanrıverdi,Ömer; Tanrıverdi, Seher
    Dünyada hızla yayılıp yaklaşık 2 milyon insanın ölümüne sebep olan coronavirüs (COVID-19), ilk olarak Çin’in Wuhan Eyaleti’nde 2019 yılı Aralık ayının sonlarında ortaya çıkarak, solunum yolu enfeksiyonuna neden olup, insandan insana bulaşabilen bir virüstür. Önce Asya sınırlarına, sonra tüm Avrupa’ya yayılan COVID-19 WHO tarafından pandemi olarak kabul edildi. Pandemi sürecindeki bu müdahaleler bireysel ve toplumsal ruh sağlığı üzerinde oldukça olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Toplumun salgınla mücadele sürecinin en önemli üyelerinden olan sağlık çalışanları da bu olumsuz etkilere en fazla maruz kalan meslek gruplarından olup fiziksel ve psikolojik yönden birçok tehdite maruz kalmaktadırlar. COVID-19 salgınının ilk ortaya çıktığı Wuhan kentinde sağlıkçılar üzerinde gerçekleştirilen ilk çalışmada, salgının hemen ardından sağlık ekiplerinin %71,3'ünde eşik altı ve hafif düzeyde, %22,4'ünde orta düzeyde, %6,2’sinde ciddi düzeyde ruhsal bozuklukların meydana geldiği belirlenmiştir. COVID-19 pandemisinde sağlık çalışanlarının ruhsal travmalardan korunması için; yeterli uyku, yoga, meditasyon gibi gevşeme uygulamaları stres azaltıcı, müzik dinleme, resim çizme gibi yöntemler faydalı olacaktır.
  • Öğe
    Hastaların ve Hemşirelerin Algıladığı Bakım Davranışları ve Bakım Memnuniyeti
    (2023) Akça,Derya; Tanrıverdi, Seher; Pehlivan,Seda
    Amaç: Hemşirelerin, kendi bakım davranışlarını değerlendirmesi ve aynı bakım davranışlarının hastalar tarafından nasıl değerlendirildiğini anlaması oldukça önemlidir. Bu araştırma, hastaların ve hemşirelerin algıladığı bakım davranışları ve bakım memnuniyeti arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırma, iç hastalıkları ve cerrahi kliniklerinde çalışan 119 hemşire ve bakım verdikleri 100 hasta ile gerçekleştirilmiştir. Veriler, hastalar ve hemşireler için ayrı veri toplama formları kullanılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veri toplama formları; bireyin tanıtıcı özellikleri formu, Vizüel Analog Skala ve Bakım Davranışları Değerlendirme Ölçeği-Kısa Formundan oluşmuştur. Bulgular: Algılanan bakım davranışları toplam puan ortalaması, hastalarda ve hemşirelerde sırasıyla; 88,50 (SS=23,14) ve 111,44 (SS=16,52) olarak bulunmuştur. Bakım memnuniyeti puan ortalaması, hastalarda ve hemşirelerde sırasıyla; 6,66 (SS=2,07) ve 7,42 (SS=2,12) olup hemşirelerin algıladığı bakım davranışları (p<0,001) ve memnuniyet düzeyleri (p<0,01) hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksek saptanmıştır. Hastaların ve hemşirelerin algıladığı bakım davranışları puanı ile memnuniyet puanı arasında istatistiksel olarak olumlu yönde ilişki bulunmuştur (sırasıyla 0,591; 0,316; p<0,01). Sonuç: Hastaların ve hemşirelerin algıladığı bakım davranışları ve bakım memnuniyetinin orta düzeyin üzerinde olduğu ve algılanan bakım davranış düzeyi arttıkça bakım memnuniyetinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu doğrultuda, hastalar tarafından algılanan bakım davranışlarını ve memnuniyet düzeyini arttırmak için uygulanabilecek yaklaşımlar ile ilgili araştırmalar yapılmalı ve stratejiler geliştirilmelidir.
  • Öğe
    Sağlık Bilimleri Öğrencilerinin Koronavirüs-19’a Yönelik Bilgi Düzeyleri ve Sağlık Davranışlarına Etkisinin İncelenmesi
    (DergiPark, 2023)
    Amaç: Araştırmanın amacı sağlık bilimleri öğrencilerinin COVID-19 salgını ile ilgili bilgi düzeylerini saptamak ve sağlık davranışları üzerindeki etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Çalışma, çevrimiçi anket yöntemi ile bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna kayıtlı 345 öğrenci ile yapılmıştır. Çalışma verileri, Ocak-Şubat 2021 tarihlerinde çevrimiçi anket formu kullanılarak toplanmıştır. Anket formu katılımcıların demografik özelliklerine dair soruların yanı sıra sağlık bilgi düzeyi; COVID-19 salgınına yönelik sağlık davranışına etkisi olmak üzere 24 sorudan oluşmaktadır. Veri analizinde, tanımlayıcı istatistik testleri ile sayı, yüzde dağılımları, ortalama ve standart sapma değerleri hesaplanmıştır. Grup içi ortalamalarının karşılaştırılmasında One-Way Anova testi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.65±3.35 olup %79.7’si kadındır. Katılımcıların %74.21’i 2019 yılı öncesinde COVID-19 hakkında bilgisinin olmadığını, %91.3’ünün kendisi veya ailesinden birilerinin COVID-19’a yakalanma konusunda endişe duyduğunu belirtmiştir. Öğrencilerin %86.37’si pandemi sürecinin bulaşıcı hastalıkları önlemeye yönelik aşı uygulamaları konusunda farkındalık kazandırdığını, %63.2 ‘si pandemi sürecinde ellerini yıkama süresinde değişiklik olduğunu, %76.8’i televizyon kanallarında yer alan haberlerden bilgi edindiğini bildirmiştir. COVID-19 öncesi-sonrası günlük uyku, sıvı alımı gibi sağlık davranışları arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı farklılık olduğu saptanmıştır (p<0,001). Sonuç: Sonuç olarak, COVID-19 pandemi süreci sağlık bilimleri öğrencilerinin bilgi düzeylerinde ve sağlık davranışlarında değişiklikler meydana getirmiştir. Sağlık bilimleri öğrencilerinin pandemi süreci yönetimi konusunda önemli bir yeri olduğu için konu ile ilgili daha fazla çalışma yapılıp literatüre katkı sağlanması önerilmektedir.
  • Öğe
    The Effect of Progressive Muscle Relaxation on Abdominal Pain and Distension in Colonoscopy Patients
    (ELSEVIER, 2023)
    Purpose:This study was conducted to examine the effect of progressive muscle relaxation on abdominal pain and distension in colonoscopy patients. Design:A randomized controlled experimental design. Methods:The experimental group was informed about progressive muscle relaxation(PMR) and anaudio recording was provided. After the colonoscopy,abdominal pain(VisualAnalogueScale(VAS)pain) and distension (VAS distension) scores were assessed, then PMR was applied for 30 minutes and pain scores were determined again.VAS pain and VAS distension scores of the control group were determined after colonoscopy and 30 minutes later.VAS abdominal pain and VAS distension scores were evaluated at the 2nd,4th, 8th,12th,16th,and 24th hour after the procedure on all patients.The day after thec olonoscopy, post-test data were collected. Findings:The pretest VAS pain and VAS distension mean scores were similar in thei ntervention and control groups(P>.05). The mean VAS pain and VAS distension scores decreased significantly in thei ntervention group post procedure(P<.05). Conclusions:PMR was determined to be effective in reducing abdominal pain and distension after colonoscopy.