Yaşam ve Ölümün Varoluşsal Sınırında Kierkegaard’da Ölüm Kavramı
Yükleniyor...
Tarih
Aralık 2020
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Ölüm her bir insanın sadece bir kez karşılaşacağı tekil bir varoluşa karşılık gelen ve tüm insanları eşitleyen bir gerçekliktir. Bu bağlamda ölüm düşüncede var olan kavramsal bir gerçekliği aşan bir hakikat olarak doğrudan yaşamdan çıkandır. Yaşam ve ölüm, bu bağlamda, iç içe olan ve aralarında keskin bir sınırın olmadığı bir paradoksu ifade eder. Bu paradoks aşılmak için değil yaşanmak için vardır
ve insan bunu yaşayarak gerçek anlamda tekil bir birey olduğunu kavrar. Bu doğrultuda varoluşçu felsefenin bu konuya en çok yaklaşan ve
bu konuyu derinlemesine anlamaya çalışan bir bakış açısına sahip
olduğunu belirtmek gerekir. Bu bakış açısının oluşmasına öncülük
eden ise Kierkegaard olmuştur. Onun felsefesinde ‘seçme’ bir hakikat
olarak insanın gerçek varoluşunu ortaya koymasına rağmen ölümün
seçilmemesi gerektiği iddiası çarpıcıdır. Çünkü insan ölümü seçerek,
aslında, gelecekteki tüm olasılıkları ortadan kaldıran bir günaha bulaşmış olur. Öyleyse yaşamın kendisini ortadan kaldıran intihar aslında ölümü de aşan varoluşsal bir kriz olarak karşımıza çıkmaktadır
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kierkegaard, Ölüm