MÜLTECİLERDE ÇOCUK SAHİBİ OLMA VE OLUMLU YAŞANTILARIN TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU (TSSB) VE DEPRESYON DÜZEYLERİNE ETKİSİ

Küçük Resim Yok

Tarih

2017

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Giriş: Savaş gibi travmatik bir olayda maruz kalınan şiddet kişide travma sonrası psikolojik roblemler yarattığı gibi mülteci olmak ve göç etmek de bu problemlere neden olabilmektedir. Bu tür travmatik olaylardan sonra hayatta kalanların bir kısmında travma sonrası stress bozukluğu (TSSB), depresyon, anksiyete ve madde kullanımında artış gibi travma sonrası psikolojik rahatsızlık gelişirken büyük bir kısmında ise herhangi bir psikolojik rahatsızlığın gelişmediği görülmektedir. Aynı olaya maruz kalmalarına rağmen neden herkesin aynı şekilde psikolojik rahatsızlık geliştirmediği farklı değişkenler açısından incelenmiş ve kadın olma, geçmişte yaşanan psikiyatrik bir bozukluk, travmatik olayın türü, yaş, travmatik bir olayda kayıp yaşama, sosyal desteğin olmaması gibi durumların travma sonrası psikolojik rahatsızlıklara neden olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Travma sonrası psikolojik bozukluk yaşama riskinin farklı değişkenler açısından ele alınabilir bir olgu olduğu ve bu duruma ilişkin detayların incelenmesi gerektiği fark edilmiştir. Bundan dolayı bu çalışma kapsamında cinsiyet faktörü içinde çocuk sahibi olmanın ve göç edilen kültürde yaşanan olumlu ve olumsuz yaşantıların TSSB ve depresyon ile ilişkisi incelenmiştir. Amaç: Suriye savaşından kaçıp Türkiye’nin Mardin şehrine yerleşen Suriyeli mültecilerin yaş, cinsiyet, göç anında çocuklu olup olmama, savaş öncesi travmatik deneyim ile göç öncesi, göç anı ve göç sonrası yaşantılarının travma sonrası stress bozukluğu (TSSB) ve depresyon düzeyleri ile ilişkisi ele alınmıştır. Kapsam: Araştırmanın çalışma grubu, Mardin’in Kızıltepe ilçesine ve Mardin şehir merkezine göç eden 184 Suriyeli mülteciden oluşmuştur. Sınırlıklar: Bu araştırma Mardin’in Artuklu (merkez ilçe) ve Kızıltepe ilçelerinde ikamet eden 184 Suriyeli mülteciden elde edilen verilerle ve bu verileri toplamak için kullanılan ölçek ve sorularla sınırlıdır. Yöntem: Katılımcılar 18-63 yaş aralığında olup katılımcıların yaş ortalaması 31.12 olarak hesaplanmıştır. Araştırma verileri demografik bilgi formu, Harvard Travma Belirti Ölçeği (HTBÖ) (Arapça uyarlanması Irak’ta yapılmıştır), Depresyon Değerlendirme ölçeği (DDÖ) (Arapça çevirisi mevcuttur) kullanılarak toplanmıştır. Çalışma kapsamında SPSS 23 programıyla çoklu varyans analizi (MANOVA) ve varyans analizi (ANOVA) test teknikleri kullanılmıştır. Bugular: MANOVA öncesi yapılan analizler veri setinin grup örneklem sayısının eşit olduğunu, normal dağılım gösterdiğini ve doğrusallık varsayımını karşıladığını göstermiştir. Box’s test değeri reddedilememesine rağmen normal dağılım ve örneklem grubundaki sayının eşit olması ile Box’s test değerinin .001’den küçük olması göz önünde bulundurularak işleme devam edilmiş ve test sonucu doğru kabul edilmiştir. Yapılan MANOVA analizi grubun TSSB ve Depresyon (Pillai’s Trace = 0.16, F(6, 360)= 5.17, p<.001) puanının bazı değişkenler açısından anlamlı farklılıklar içerdiğini göstermiştir. Buna ek olarak, grubun TSSB ve Depresyon puanları açısından anlamlı farklılıklar gösterdiği [TSSB, F(3,180)=6,39, p<.001 ve Depresyon, F(3,180)=10.53, p<.001] belirlenmiştir. Post Hoc testine bakıldığında, çocuk sahibi kadınların TSSB düzeyleri ile çocuk sahibi olmayan kadınların TSSB düzeyleri arasında anlamlı bir farklılığın (p=.001) olduğu aynı farklılığın Depresyon düzeyleri arasında da görüldüğü tespit edilmiştir (p<.001). Buna ek olarak, Post Hoc test sonuçlarına göre, çocuk sahibi kadınların TSSB düzeyleri çocuğu olmayan erkek grubun TSSB düzeyinden de anlamlı farklılık göstermektedir (p=.004). Bu iki grup arasındaki anlamlı farklılık depresyon düzeylerinde de görülmektedir (p<.001). Analizler sonucunda anlamlı çıkan bir diğer sonuç da göç sonrası yaşanan olumsuz durumlar düzeyi ile TSSB ve depresyon düzeyi arasındaki ilişkidir. MANOVA öncesi yapılan analizler veri setinin normal dağıldığını ve doğrusallık varsayımını karşıladığını göstermiştir. Ayrıca Box’s test değerinin de .03 değeri ile ret edilemediği ve Levene’s değerinin de .05 değerinden küçük olduğu görülmüştür. Göç sonrasında sahip olunan pozitif durum ve yaşantı değişkeninin TSSB ve Depresyon (Pillai’s Trace = 0.10, F(6, 360)= 3.26, p=.004) etkisi değişkenler açısından anlamlı derecede farklılık göstermiştir. Buna ek olarak, gruba TSSB ve Depresyon puanlarının farklılığı açısından bakıldığında ANOVA testi sonucunda TSSB, F(3,180)=6,44, p<.001, ve Depresyon, F(3,180)=3.71, p=.013 gruplar arası farklılıkların olduğu görülmüştür. Sonuç: Çocuk sahibi kadınların diğer üç gruba (çocuk sahibi olmayan erkek ve kadınlar ile çocuk sahibi erkek) göre daha yüksek TSSB ve Depresyon düzeyine sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca göç sonrası olumsuz yaşantıları çok olanların az olanlara göre TSSB ve Depresyon düzeyleri yüksek bulunmuştur.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Göç, TSSB, Depresyon, Çocuk Sahibi Olma, Göç Sonrası Olumsuz Deneyimler

Kaynak

1. Uluslararası Sosyal Beşeri ve Eğitim Bilimleri Kongresi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye